Haccı Yapmak ve Hacı Kalabilmek - Eskişehir Haber

Haccı Yapmak ve Hacı Kalabilmek

Haccı Yapmak ve Hacı Kalabilmek
Yayınlama: 11 Eylül 2013 Çarşamba - 7.339
A+
A-

            “Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Her kes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır”. (Buhari, Bed’ül- Vahy, 1) buyrulur.

            Bu sebeple yapılan tüm işler Allah rızasına uygun olmalıdır. Yani yapılan ibadetler asla dünya menfaatleri için kullanılmamalıdır.

Evvela hac yolculuğuna helal para ile gidilmeli ayrıca komşularla ve yakınlarla helalleşilmelidir. Çünkü Hz. Peygamber efendimiz uzunca bir hadisi şerifte öz olarak şöyle buyurur:  “Allah temizdir ve sadece temiz olanları kabul eder… Kişi Ya Rabbi! Ya Rabbi! Diye dua eder. Hâlbuki onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, böyle birinin duası nasıl kabul edilir!” (Müslim, Zekat, 65)

Hacı adayı hac öncesi hac menasiki ile ilgili donanımını -verilen kitapları iyice okuyup seminerlere de katılarak- alıp ibadetini tamamen bilinçli yapmalıdır. Bu yola çıkan hacı adaylarının ayrıca sabır yüklenmeleri de gerekir. Çünkü dinin emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmak için sabır gerektiği Kuran’ın tavsiyesidir. Sabır tüm ibadetler için gerektiği gibi özellikle hac ibadeti için çok daha gereklidir.

Hac yolculuğuna çıkan bir mümin takva elbisesinden de mahrum kalmamalıdır. Çünkü Allah’a ulaşan, işin şekli değil; ancak takvasıdır. Nitekim Kuran’da da kesilen kurbanlar için, ”Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşmaz; fakat O’na ulaşan sizin iyi niyet ve samimiyetinizdir.”  (Hac, 37) buyrulur.

Bir nevi Allah’la buluşmayı simgeleyen hac ibadetinde, önceden helal olan bazı söz ve davranışların ihramlı iken mümine haram kılınması onu uyanıklığa ve hassasiyete çağırır. Yani ihram disiplini içerisinde sayılı günlerini böyle hassas olarak geçiren müminin hac sonrası hayatı da etkilenir ve sonraki hayatını hep ihramlıymış gibi dikkatli davranmaya ve başkalarının hak ve hukukuna karşı hassas olmaya sevk eder. 

            Hacı adayı gerçek anlamda hacı olabilmek için bedeniyle, ruhuyla, aklıyla, duygu ve düşünceleriyle ve de söz ve davranışlarıyla hakkın rızasına uygun hareket etmelidir. Hac menasikini bilip anlamak yanında haccın hikmetlerini de kavramalıdır. Örneğin mikat sınırını ihramsız geçemeyeceğini kavrayan bir mümin, bundan sonraki hayatında da sınırsız ve sorumsuz bir yaşamın olamayacağını anlamalıdır. Helal ve haramın anlamını bir kez daha düşünüp hayatına helal ve haram ölçüleri üzerinde bir standart belirlemelidir.

            Mümin Kâbe’yi gördüğünde adeta Kâbe’nin Rabbini görmüş gibi hürmet ve saygıda kusur etmemelidir. Çünkü Kâbe Allah evidir. Müminlerin namazda kıblesidir.  Allah’a yapılması gereken saygının Kâbe’ye de yapılması gerekir.

            Hac ibadetini eda etmek kadar, hacdan döndükten sonra haccın kazanımlarını korumak da çok önemlidir. Hac ibadetini eda etme şerefine nail olan hacı efendiler ve hanım efendiler bu kazanımlarını sonradan işleyeceği günah ve kusurlarıyla heba etmemelidirler. Arafat’ta  verilen sözlere sadık kalınarak ömrünün sonuna kadar hacı kalınmalıdır.

Nahl Suresi 92. Ayette belirtildiği üzre: “İpliğini iyice eğirip büktükten  sonra (tekrar) çözüp bozan kadının yaptığı gibi..” hacılar da elde ettikleri manevi sermayelerini kaybederek eski menfi olan dönemlerine tekrar dönmekten sakınmalıdırlar.





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024