ÇALIŞMAK ALLAH’IN EMRİDİR - Eskişehir Haber

ÇALIŞMAK ALLAH’IN EMRİDİR

ÇALIŞMAK ALLAH’IN EMRİDİR
Yayınlama: 12 Haziran 2012 Salı - 7.947
A+
A-

 

Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de "Hakikaten insan için çalıştığından başkası yoktur" (Necm Suresi, 39)   

Kuran-ı Kerimin tabiriyle: “Evlere kapılarından girilir” (Bakara, 189) bacadan değil. İşte bu tabirden anlaşıldığına göre her şey için bir yol ve yordam vardır,  rızkın yolu da ancak çalışmaktır. Yine Kuranın tabiriyle: “Her kes çalışmasına ve emeğine rehin edilmiştir.” (Müddessir, 38) Kazanç emeğin karşılığıdır. Çalışan emeğinin karşılığını mutlaka alacaktır. Emek, üretimin, ekonomik büyümenin ve kalkınmanın kilit noktasıdır. Haksız kazanç asla meşru olamaz.

Dertler için tek bir deva vardır; dünyanın bütün ilaçlarından iyidir; o da çalışmaktır. (Dale Carnegie) Hz. Ömer de şöyle demiştir: "Hiç biriniz rızkını aramaktan vazgeçip Allah'ım bana rızık ver demesin, biliyorsunuz ki, gökten ne altın yağar ne de gümüş." (Şerhu Ayni'l-İlm, c.II, s.182)  

Buna rağmen eğer bugün İslam âleminde tembellik var ise, bu onların dinlerinden kaynaklanan bir kusur değildir. Bu, olsa olsa dinin güzelliklerini kavrayamayıp onu cehalete mahkûm eden insanların kusurudur. Veciz bir söz vardır: Yıldızın küçük görülmesi yıldızın değil, gözün kusurudur. Peygamberimiz (s.a.v) de: "Kişinin yediği en hayırlı yemek, elinin emeği ile kazandığı yemektir. Allah'ın Peygamberi Davut (a.s.)'da elinin emeği ile geçinirdi." (Riyazü's-Salihin, c.I, s. 569) buyurmuştur.  Yine bir hadisi şerifte:"Hiç bir kimse kendi elinin emeği ile kazandığından daha hayırlı bir lokma asla yiyemez" (Tecrid, c. VI, s. 369, H. No: 967) buyurmuştur.

Bugün İslam âlemine düşen görev İslam’ın evrenselliğini ve onun güzel yüzünü asrın idrakine sunabilmektir.  Çalışmak, ruhu birtakım bunalımlardan kurtaran, insanı yükselten ve manevi kurtuluşa götüren olumlu bir çabadır.

İnsanlık bilincine varan, varlığını kabul ettirmek isteyen, olgun bir hayat anlayışına sahip insan çalışmanın kölesi, zorlukların ve başarıların efendisidir. Başarı için ömürlerinin bir bölümünü veremeyenler; ömürlerinin bir bölümü için hayatlarının tamamını vermek zorunda kalırlar, sözü ne kadar büyük bir gerçeği ifade etmektedir. Okumak, çalışmak ve başkalarını aydınlatmak, kulun Allah’a borcudur. Hak tebliğini halka ulaştırmak şerefli bir vazifedir.

“İnsanların hayırlısı insanlara yararlı olandır.”  “İki günü birbirine eşit olan zarardadır.” “Sizin hayırlınız dünyası için ahiretini terk etmeyen, ahireti için de dünyasını terk etmeyip her ikisi için de çalışan ve insanlara yük olmayandır.” gibi hadisi şerifler, çalışmanın önemini ifade ettiği gibi,  insanları da çalışmaya sevk etmektedir.

Diğer taraftan Hz. Peygamber yapılan işin gelişigüzel değil, düzgün ve sağlam yapılmasına da ayrı bir önem verirdi. Bir vesile ile şunları söylemiştir: "Sizden biriniz bir iş yaptığı zaman, onu mükemmel bir şekilde yapsın.” (İbn Sa'd , I, 142.) Hz. Peygamber'in hayatı diğer alanlarda olduğu gibi çalışma konusunda da insanlar için örnektir. Her şeyden önce o, Kuran-ı Kerim'in çalışma hayatı ve prensipleri ile ilgili ayetlerini kendi hayatında uygulamıştır. Bu alanda doğruluk, güvenilir olma, adaleti uygulama ve sözleriyle davranışları arasında çelişki bulunmama gibi temel ilkelere uymuştur. Kişinin çalışmasını, üretimde bulunmasını ve ailesini geçindirmesini, fakire, yoksula yardım için çalışmayı, Allah yolunda cihat ve gündüzleri oruç ve geceleri namazla geçirme ile bir tutmuştur.

İmkân olduğu halde çalışmayan insanlar, düşünmekten, duymaktan, çevresine faydalı olmaktan uzak, birer boş kalıptırlar. Bunlar, topluluk için zararlıdır. Böyle durumlarda tembellik ancak kişiliksiz insanların harcıdır. Bu da bireyi ve toplumu maddi ve manevi felakete sürükler. Nasıl ki işlemeyen demir paslanırsa, kendi çapında bir şey yaparak, kendine ve çevresine faydalı olmak için hiç çaba göstermeyen insan çürümeye aday demektir. Dolaşan köpek açlıktan ölmez sözü de bunu ifade etmektedir. Yaşamaktan zevk almak, kendi çapımızda yapabildiğimiz eserlerle kişiliğimizi kazanmak ve hayat yolunda başarı sağlamak istiyorsak, kılavuzumuz çalışmak olmalıdır.   

Çalışmak, insanı hayatta üç şeyden kurtarır: Can sıkıntısı, kötü alışkanlıklar ve yoksulluk.

Çalışkan olmak, başarıya ulaşmadaki en büyük anahtardır. Her insan hayatta başarılar elde etmek ister.  Bunun için de çalışıp, çabalaması gerektiğini bilir.  Çünkü emek olmadan yemek de olmaz.

Çalışkan olmak sürekli bir şeyle meşguliyeti ifade etmez. Çalışkanlık aynı zamanda bir şeyler üretebilmektir. Kendimizi az da olsa mutlu hissetmemizin sırrı buradadır. İnsan bir şeyler ortaya koyduğunda, kendini mutlu hisseder İşe yaradığını bilmenin huzurunu yaşar.

Hayatta birçok engelle ve sorunlarla karşılaşabiliriz. Tek çıkış yolu ise bilinçli çalışmaktır. Çalışmak ve azim her daim başarıyı getirir. Bizler iyi bir hayat istiyorsak, mutlaka çok çalışmalıyız. Unutmayalım ki “İnsan ancak çalışmakla maksadına ulaşır.”   

İnsan ruhunda gizli olan yaratıcı değerler ancak çalışma yoluyla verimli ve faydalı eserler olarak ortaya çıkar. İnsanlığın teknik, sanat ve bilim alanındaki ilerlemeleri, ferdi çalışmaların bir toplamıdır. İnsanlar çalışmanın değerini bilmeyip bu sonsuz merdivenin basamaklarında yükselme çabası göstermeselerdi, bugün ilkel bir hayat yaşamaktan kurtulamayacaklardı. Çalışma insanın görüş, duyuş ve yaşayış ufuklarını açar. Bunun sonucu olarak insan yükselme yolunda büyük bir güç ve manevi huzur kazanır.   

“Ey insanlar! Allah’tan korkunuz ve rızkınızı araştırmada güzel bir yol tutunuz.” İbn Mace, Ticarat, 2) Yani kazanç helal ve meşru yoldan olmalıdır. Çalışan ve çalıştıranlar arasındaki ilişkilerin adalet, hakkaniyet ve kardeşlik hukuku ekseninde seyretmesi, yalnızca hukuk kuralları ve yaptırımlarıyla sağlanabilecek basit bir konu değildir. Dini ve ahlaki bir temelin de etkin olmasına ihtiyaç vardır. Yani sorunlara menfaat çatışmasından çok, kulluk görevleri ve dayanışma açısından bakılabilmelidir. Kuran’ın emri olan “iyilikte yardımlaşma” esas alınmalıdır. İktisadi gelişme, adil gelir bölüşümü ve sosyal barışın sağlanması gibi ekonomik, siyasal ve sosyal – kültürel hedeflerin gerçekleştirilmesi için dayanışmacı bir ruha ihtiyaç olduğu açıktır.                                             

                                                                                    aorum_26@hotmail.com

 





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024