MEVLİT KANDİLİ - Eskişehir Haber

MEVLİT KANDİLİ

MEVLİT KANDİLİ
Yayınlama: 3 Şubat 2012 Cuma - 8.927
A+
A-

 

Bugün Hicri Takvim 11 Rabiu’l Evvel 1433’ü göstermektedir. Bu gece de 12 Rabiu’l Evvelin habercisi olarak Hz. Peygamberin doğumunu müjdelemektedir. Yani bu gece dini literatürde “Mevlit Kandilidir”. Bizler de Allah’ın insanlığa gönderdiği son rahmet elçisi Hz. Muhammed’in doğum gecesi olan mevlit kandilini kutlayarak onu hem yaşayacağız ve hem de dini ve tarihi bir kültür değerimiz olarak yaşatacağız.

Kandiller karanlık gecelerimizi aydınlattığı gibi daralan gönül dünyamızı da bir o kadar ferahlandıracaktır. O şerefli peygamberin merhametini, insaf ve adaletini, kerem ve cömertliğini, birlik ve kardeşlik dünyasını kavrayarak dünya ve ukbamızı onun örnek ahlakıyla güzelleştireceğiz.

Allah-ü Teala aı-i Imran, 159’ncu ayeti kerimede şöyle buyuruyor: “(Ey Muhammed) Allah'ın rahmeti sa­yesinde sen insanlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli ol­saydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. On­lar için Allah'tan bağışlanma dile."

Ey Sevgili Nebi! Ey ahlâkı Kur'an olan şerefli elçi! Ey rahmet ve şefkatin ta kendisi! Ey mutlak adaletin yeryüzüne huzur bahşeden gölgesi! Seninle başladı ve seninle sürüyor bizim dünyamız. Sensiz tüm varlık, yetim ve gariptir bize. Getirdiğin ilâhi mesajı ve senin kutlu hayat serüvenini anıp okudukça her an yeniden meltem rüzgârları esiyor yüreklerimizde. 

Seni sevmek, varlığı sevip korumaktır; bunu biliyor ve bunu söylüyoruz. O sevgide, senin adımlarının nurdan hâlelerine bakmanın bir yolu bulunduğu için belki de ölümü bile seviyoruz.

Sen olmasaydın, belki âlemler olmayacaktı, sen tüm âlemlerin kalbisin. Gözlerimiz ve gönlümüz hâlâ senin o müstesna karakterinin ve örnek ahlakının güzelliğine meftundur ve hep öyle kalacaktır. Senin bu örnek ahlavkının gölgesine girmenin derdindeyiz. Biz diyoruz ki: "Yıllar var ki ya Muhammed / Aylar bize hep Muharrem oldu".

Estir nefesini üstümüze ki dertlerimiz şifa bulsun. Estir ki, dağılsın sinemizdeki Muharrem acısı. Çağımızın gözyaşları artık dinsin de çölümüz gülşene dönsün. Sen bize yağmur ol ey Resul. Bize yağmur ol ki, nicedir kuraklıktan çatlayan dudaklarımız sükûna ersin. Senin melteminin serinliğiyle sağlık ve esenliğe erelim.

Senin ikliminden yağmur iniyor göğsümüze. Sen bize gerçeği bulandırmadan taşıyan billur bir su gibisin. Sen, kendisine indirilene kendinden hiç­bir şey katmadan aktaran duru bir aynasın. Sen ilâhî emirlerin ağırlığı­nı üzerimize hiç incitmeden indiren bir yağmursun. 

Sen bize yağmur gibi müjdeci oldun. Hiç kimseyi ayırmadan, herkese eşitçe, her yere bolca rahmet taşıdın, Çoraklaşmış kalplerimize ebedî serinlikler düşürdün.

"Bütün zamanların en güzel yağmuru" sen oldun, öyle ki, yağmurlar bile senin hatırına ıslandı, öyle ki dudağımıza, senin adına sular değdi. Şair de “Yağmur” şiiriyle onu bize anlatmıyor mu:

 

Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım
Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım.

                                                               Nurullah Genç

 

Susuz kalsam, yanan çöllerde cân versem elem duymam
Yanardağlar yanar bağrımda, ummanlardan nem duymam
Alevler yağsa göklerden ve ben messeylesem duymam
Cemâlinle ferah-nâk et,ki yandım yâ Resûlallâh.

Ne devletdir yumup aşkınla göz, râhında cân vermek
Nasîb olmaz mı Sultânım haremgâhında cân vermek
Sönerken gözlerim âsân olur âhında cân vermek
Cemâlinle ferah-nâk et,ki yandım yâ Resûlallâh.

 

Yanan kalbe devâsın sen,

bulunmaz bir şifâsın sen
Muazzam bir sehâsın sen,

dilersen reh-nümâsın sen

Habîb-i Kibriyâsın sen,

Muhammed Mustafâ’sın sen
Cemâlinle ferah-nâk et, ki yandım yâ Resûlallâh.
                                                           Yaman Dede

                                                     aorum_26@hotmail com

                                                                  





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024