İsraf ve Tasarruf Üzerine - Eskişehir Haber

İsraf ve Tasarruf Üzerine

İsraf ve Tasarruf Üzerine
Yayınlama: 12 Eylül 2011 Pazartesi - 12.529
A+
A-

 

Yüce Allah; bizlere olan nimetlerini bir ölçü ile ve dengeli olarak verdiğinden, dinimizde israf haram kılınmıştır. Tasarruf etmek ise övülmüştür. İslami anlayışta tüm tasarruflarımızda israfın ve cimriliğin yerinin olmadığını buna karşın orta bir yolun tercih edilmesinin tavsiye edildiğini görmekteyiz. Buna göre israf ederek haddi aşanlar, evrende ki mevcut dengenin bozulmasına sebep olurlar. Allah'ın nimetlerinden tüm canlıların adil bir şekilde yararlanmaları için bu dengenin daima korunması gerekmektedir.

Tüketim aşırı derecede özendirilmektedir. Bu sebeple insani ve ahlaki değerler aşınmaktadır. Potansiyel kaynaklarımız bilinçsizce yok edilmektedir. Ekolojik denge olumsuz olarak değişmektedir. Oysa İslam’ın tanımladığı insan modelinde kişinin sahip olduğu her hakkın sadece kendisi için değil toplum için de fayda sağlaması gerekir. Hayırlı kişi toplum için hayırlı ve faydalı olan kişidir, denilmektedir.  

Allah yüce kitabında şöyle buyurur:

 “..Öyle ki (mallarınız) sizden zengin olanlar arasında dönüp-dolaşan bir devlet olmasın. Resûl size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının ve Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, cezası (ikâbı) pek şiddetli olandır. (Haşır,7)

 " ... Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez." (Araf, 7/31; Enam, 6/141)
"Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma. Sonra pişman olur, açıkta kalırsın."
(İsra, 17/29
"Onlar, harcadıkları zaman ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar."
(Furkan, 25/67)

" Akrabaya, yoksula yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma. Saçıp savuranlar şeytanların kardeşleri olurlar... " (İsra 26-27)

Zenginlerin mallarında yoksulların hakkı olduğu bilinciyle ve yine dinimizde olan infak bilinciyle nimetler ölçülü kullanılmalı yani ne israf ve ne de cimrilik yapılmadan orta bir yol izlenmelidir.
Tüm ülke insanlarına iktisat ve tutumluluk bilinci yerleştirilerek israfın önü nispeten alınmalıdır.

Özellikle ileri ülkelerde şöyle notlarla halkın israfa karşı uyarıldığına şahit olunmaktadır: Şu tarihte, şu saatte, adamlarımız gelecek. Lütfen hazırlığınızı yapın. Okumadığınız, ilgilenmediğiniz, kullanmadığınız ne kadar kitap, dergi, gazete varsa, kâğıt, ambalâj, kutu varsa, velev ki, bir ilaç prospektüsü dahi olsa, kapının önüne koyun. Ülkenizin kalkınmasına yardımcı olun. Fazla ağaç ziyanına engel olun.

İsveç'te bir otel lavabosunda: 'Lütfen, traştan sonra jiletinizi çöpe atmayın. Yanda bir kutu var, oraya bırakın. Bir tek jiletle dahi olsa, İsveç çelik sanayiine yardımcı olun' notu dikkate şayandır.

Alain'in dediği gibi: Bir insan yerde bir iğne görüp de eğilip almazsa, bütün uygarlığa karşı ihanet etmiş olur. Çünkü bir iğnenin üretiminde binlerce insanın alın teri, göz nuru, el emeği vardır. Nitekim bizim kültürümüzde de bu anlamda şöyle bir deyiş vardır: 'Bir mıh bir nal kaybettirir. Bir nal, bir atı, bir at bir orduya savaşı kaybettirir.' 

Son birkaç yıl içerisinde ülkemizde de geriye dönüşüm projeleri adı altında plastik ve kâğıt cinsinden her türlü atık ve kullanılmayan çöplerin değerlendirilmesini ülkemiz adına iyi bir atılım olarak görmeliyiz.

Yine enerjinin fazla kullanılması sonucunda; doğal kaynakların hızla tükenmesi ve çevre kirlenmesi sebebiyle büyük bir tehlike altında olduğumuzu ve enerji için gerek birey olarak gerek ülke olarak yüksek miktarda para ödediğimizi unutmamalıyız.

Keza, çöplere atılan ekmekler, gösteriş amaçlı olarak su gibi harcanan paralar, kiralanan lüks oteller, moda adına daha giyilmeden atılan elbiseler, sık sık değiştirilen ev eşyaları, mobilyalar, boş yere akıtılan sular, yakılan elektrikler, tahrip edilen çevre, tabiat, faydasız ve verimsiz alanlarda yapılan yatırımlar ve bu uğurda harcanan ömürler… Buna karşın açlık ve kuraklıktan yığın yığın ölüme mahkum olan fakir ülkelerdeki insanlık dramının vebali ve sorumluluğu..

Bilhassa insanları üzerek ve zarar vererek hayatlarını zindan etmek de bir israf çeşididir. Keza, insanları yargılamak ve dedikodusunu yapmak suretiyle zamanınızı israf etmeyin! Hiç olmazsa haftada bir kere muhasebe yapıp ne kadar zamanınızı nelere israf ettiğinizi düşünün..

Kanaat anlayışıyla yaşamanın da insan için bir fazilet olduğu bilinmelidir. Kendimizden daha kötü durumda olanlara bakarak halimize şükretmek varken, bizden daha varlıklı ve daha lüks yaşayan insanlara bakıp tamahkârlık yapmak ve onlara ulaşabilmek için haram-helâl demeden açgözlülükle çalışmak veya lüks ve israfa gitmek bir müslümanın hayat tarzına uymamaktadır.

İnsanlık tarihinde lüks ve israfa dalan toplulukların kendi sonlarını hazırladıklarını görmekteyiz.. Zira bir toplumda lüks içerisinde olanlar varsa, mutlaka orada zayıf ve mağdur insanlar da vardır. Refah ve lüks içerisinde olanlar kendi rahat hayatlarına mahkûm olarak yaşarken karşı mağdurların da tepkilerini tetikleyebilirler. İslam’ın israf anlayışı ve sosyal dayanışma kültürü toplum için sigorta işlevini görecektir ve görmelidir.   





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024