CENNET VE TANIMI ÜZERİNE - Eskişehir Haber

CENNET VE TANIMI ÜZERİNE

CENNET VE TANIMI ÜZERİNE
Yayınlama: 27 Mayıs 2010 Perşembe - 8.766
A+
A-

Bitki ve ağaçlarla örtülü yer ve bahçe anlamına gelen Cennet, din literatüründe, iman edip Salih amel işleyenlere, ahirette vaat edilen nimet ve mükâfat yurdu demektir. Kuran-ı Kerimde cennet için çeşitli isimler kullanılmıştır. Adn cenneti, Firdevs cenneti, Naim cenneti Daru’l- huld, Daru’s- selam, Darul- mukame, Makam-ı emin.. 

Cennet: Cehennem üzerine kurulmuş sırat ile geçilen gizemli hayat. İçinde bulunan bitki ve ağaçların gölgesiyle kaplanmış yerle gök arası geniş bir meyvelik bahçe. İman edip sâlih amel işleyenlerin ebedî âlemdeki makamı… Rablerinin huzuruna suçlu olarak varmaktan korkanların ve nefsini hevasından arındıranların konağı, Cennet, bu dünyada yapılan iyiliklerin ahirette Allah tarafından verilen karşılığıdır gibi tanımlar yapılmaktadır.  

 

Kuran’da bildirildiği üzere, cennette bakanlara hoş görünen, içenlere zevk veren, nehirler ve sular, süzme baldan ırmaklar, tatlı su pınarları, sarhoş etmeyen, içenlere zevk veren ve bembeyaz bir kaynaktan çıkan içecekler,  çeşitli meyveler, hurmalar, nar ağaçları, bağlar, sedir ağaçları ve salkımlı muz ağaçları, İnce ve kalın ipekli elbiseler, altın süsler, güzel meskenler, hiçbir yorgunluk ve zahmet vermeyen boş ve yalan söz işitilmeyen sonsuz nimet ve güzelliklerin bulunduğu yerdir.

            İnsanlar orada ne yakıcı sıcak görürler, ne de dondurucu soğuk. Ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkar;  kolayca koparılabilen meyveler onların istifadelerine sunulur. Yanlarında gümüş kaplar ve billür kaselerle, gümüşî  beyazlıkta  şeffâf kupalarla dolaşılır ki ölçüsünde tavin ve takdir ederler. Onlara orada bir kâseden içirilir ki karışımında zencefil vardır. (Bu içecek) orada bir pınardandır ki adına Selsebil denir. Cennettekilerin  etrafında öyle ölümsüz gençler dolaşır ki, onları gördüğünde kendilerini etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın.

Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün.

 

Dünya nimetleriyle sadece isim benzerliği olan cennet nimetleri için ifade edilen tabirler şöyledir: Çekirdekli ve çekirdeksiz üzüm bağları ve asmalar vardır. İçinde hurilerin oturduğu asmalı konaklar vardır. Mü’minler pınar başlarında ve Naim cennetlerinde yüzerler. Allah’ın kulları Rablerini Hüsna cennetinde görür. Dolunaya bakar gibi Allah’ı temaşa ederler. Süleyman Çelebinin ifade ettiği gibi, ‘kimisini aşk-ı Hak almış durur, ve lehü hayranı mest kalmış durur.’ Kimisi Tur’da Rabbinin tecellisini gören Musa gibi olur. Kimisi Cennet’e kılıçların gölgesinde gelmiştir, kimisi anasının rızasını alarak varmıştır. Kimisi sabır sayesinde giymiştir ipek elbiseyi. Kimisi altın kâseden içmiştir Kevser’i…   

Cennet, peygamberlerin davetine uyarak iman edip, dünya ve ahirete ait işleri, kulluk vazifelerini elden geldiği kadar güzel bir şekilde yapan temiz ve müttakî kişiler için hazırlanmış bir huzur ve saadet yurdudur.  

 

Kur'an-ı Kerîm ve Hadis-i Şeriflerde Cennet, çeşitli şekillerde tasvir edilmiştir. Bilhassa Kur'an-ı Kerîm'de  ağaçları altından ırmaklar akan Cennetler şeklinde anlatılmaktadır:

"Cennet takva sahiplerine yaklaştırılmıştır. İşte size va'dolunan, gördüğünüz şu Cennet'tir  ki, O, Allah'ın taatına dönen onun (hudud ve ahkâmına) riayet eden çok esirgeyici Allah'a bütün  samimiyetiyle gıyâben saygı gösteren, hakkın taatına yönelmiş bir kalble gelen kimselere aittir. "  (Kâf, 31-33)

"Tövbe edenler, iyi amel ve harekette bulunanlar öyle değil. Çünkü bunlar hiç bir şeyle haksızlığa  uğratılmayarak Cennet'e, çok esirgeyici Allah'ın kullarına gıyâben va'd buyurduğu Adn Cennet'lerine  gireceklerdir. Onun vadi şüphesiz yerini bulacaktır. Orada selâmdan başka boş bir söz işitmeyeceklerdir. Orada sabah, akşam rızıkları da ayaklarına gelecektir. O, öyle Cennet'tir ki biz ona kullarımızdan gerçekten  müttakî olanları vâris kılacağız. "  (Meryem, 60-63)

 

Hz. Peygamber de (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: Cenâb-ı Hak buyuruyor ki:

"Salih kullanım için ben, Cennet'te hiç bir gözün  görmediği hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir insan gönlünün hatırlamadığı bir takım nimetler hazırladım."  

Başka bir hadislerinde de, Rasûlullah (s.a.s.) Cennet'in gümüş ve âltın kerpiçten yapıldığını, harcının misk, taşlarının inci ve yakut olduğunu, oraya girenlerin bolluk ve refâh içinde, üzüntüsüz ve kedersiz  yaşayacağını ebedî kalacaklarını, ölmeyeceklerini, elbiselerinin eskimeyeceğini ve gençliklerinin yok olmayacağını ifade eder.

Cennetin şu anda mevcut olduğunu kabul eden müfessirler, cennetin gökte olduğunu, hatta dördüncü ya da yedinci kat semada olduğunu, bir görüşe göre de yedi kat semanın üzerinde ve arşı alanın altında bulunduğunu söylemişlerdir.

                                                                                            aorum_26@hotmail.com

 

 

 





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024