HURAFELER ÜZERİNE - Eskişehir Haber

HURAFELER ÜZERİNE

HURAFELER ÜZERİNE
Yayınlama: 22 Şubat 2010 Pazartesi - 8.375
A+
A-

 

 

İnsanlığa doğru inanç ve örnek bir hayat sürmek için rehber olarak gönderilen peygamberler ve onların getirdikleri ilâhî kitaplar insanları batıl inançlardan koruyup tevhit inancını onlara vermek için gelmişlerdir.

İlmin kaynakları arasında görülen sahih bilgi de, hurafelerle ve cehaletle mücadele etmeyi lüzumlu kılar. Cehalet, batıl inanışların düşünce dünyamızda kök salmasına zemin hazırlamakta ve sağlıklı bir dindarlığın oluşmasına engel olmaktadır.

Hurafe; bilim ve mantık açısından temeli olmayan her türlü anlayış, düşünce ve uygulamaların din adına sürdürülmesi veya benimsenmesidir. Hurafeler, genellikle o toplumun dünyaya nereden baktığını, toplumun sosyal yapısını, ahlak ve değer yargılarını gösterir.

Müslümanlar arasında bu kadar fazla hurafelerin yer almasında, önceki dinlerin ve kültürlerin etkisi olmuştur. Çünkü İslamiyet kısa zamanda üç kıtaya hâkim olmuş ve pek çok farklı kültürle karşılaşıp onlardan bir şekilde etkilenmiştir. Farklı din ve kültürlerden Müslüman olanlar da doğal olarak eski inanç ve kültürlerini tam olarak terk edememişlerdir. Örneğin yıldızlardan hüküm çıkarma, sihir, reml, fal bakma, güvercinlerin kutsal sayılması, Kafdağı hikâyesi, Anka kuşu, cinlerin hayvan şeklinde insanlara görünmesi, kuşların bir kısmının uğursuz sayılması, türbelerin kutsallaştırılması v.s.

Tespit edilen bu hurafeler incelendiğinde İslam’ın tevhit ve ibadet gibi temel anlayışlarında ciddi eksikliklerin varlığı görülmektedir. Türbelere çaput bağlama, sihir ve büyüden medet umma bu tür örneklerdendir.

“Fala inanma, ama falsızda kalma” gibi ön kabullerin yanında, yayını yapılan aktüel dergilerde mevcut olan fal köşeleri, televizyonların bazı kanallarında sunulan medyumların programları, batıl inanç ve hurafelere zemin oluşturmaktadır. Bir şekilde de reklâmı yapılmaktadır.  

Özellikle tüm kültürlerde mevcut olan cin, peri anlayışı günümüzde de varlığını devam ettirmektedir. Kuran’da cinlerin varlığından haber verilmekte ise de onların faaliyetleri ve insanlarla olan münasebeti hakkında ayrıntılı bilgi yer almamıştır. Buna rağmen cin ve periler hakkında halk arasında çok uçuk inanç ve buna bağlı hikâyeler yaygındır. Bu arada cinciler prim yapıp halkın dini duygularını istismar etmektedirler.

İnsanlar arasında mevcut olan taassup ve taklit sonucu geçmiş kutsanırken atalarımızdan günümüze aktarılan gelenek ve görenekler mutlak doğru kabul edilip sürdürüle gelmektedir. Böylece geçmişin batıl inançları da günümüze dini bir motif gibi taşınmaktadır.

Çeşitli toplumsal bunalımların yaşandığı dönemlerde fal, büyü gibi inanışların yaygınlık kazandığı bir vakıadır. Çünkü karşılaşılan sıkıntı ve problemlerin üstesinden gelebilecek maneviyat zayıflığı, inanç, bilgi ve güçlü irade yoksunluğu kişiyi türbe, yatır gibi yerlerden medet ummaya yöneltmektedir. Örneğin, sınıf geçmek isteyen öğrenci, gereği gibi çalışıp çaba gösterip Yüce Allah’a güveneceği yerde, bir yatırın mezar taşına veya bir türbeye gidip orada yatandan himmet beklemesi tamamen maneviyat zayıflığı ve de kolaycılıktır.

Bugün ülkemizde yaygın olarak bilinen hurafeler şöylece özetlenebilir. Aile, uğur ve uğursuzluğa inanmak, cenaze, şifa, türbe, yatır hıdrellez, baht açılması, namaz, nazar, dua. Adak-kurban, misafir, bayram, sihir-büyü-fal, muska, v.s.

Aylar, geceler, hayvanlar, sayılar ile ilgili hurafeler vardır. Baykuş ötmesi, önden kara kedinin geçmesi, horozun vakitsiz ötüşü, karganın ötüşü v.s. bu bölgeye gelecek bir belanın işareti olduğuna yorulmuştur.

Kapı eşiğine oturanın iftiraya uğrayacağına, borcunun artacağına ve fakir olacağına inanmak; sağ elinin içi kaşındığında para geleceğine,  sol elin içi kaşındığında da para çıkacağına, ayakaltı kaşındığında da yola çıkacağına inanmak, sağ gözün seğirmesini hayra yormak, ezan okunurken köpek ulumasını kötüye yormak v.s. 

 Ölen kişinin ruhu gelir diye cenaze evini sürekli ışıklandırmak, cenazeyi kaldırırken alkışla uğurlamak, mezarlıkta helva, pide türü yemek dağıtmak, ya da cenaze evinde birinci gün yemek pişirip yedirmek birer hurafe olup dinen hoş görülmeyen adetlerdendir.

Hıdrellez gününü kutsal saymak, Cuma namazından ilk çıkan kimsenin asma kilidi anahtarla açması halinde kız ve erkeklerin kısmetlerinin açılacağına inanmak, nazardan korunmak için hayvan başı, boynuzu, kaplumbağa kabuğu, karaçalı dikeni, at nalı, sarımsak, üzerlik otu ve nazar boncuğu gibi asıp bulundurmak da hurafelerdendir.

Sevgi, nefret, hastalık ve benzeri ihtiyaçlar için falcılara, büyücülere gitmek ve yıldız nameye baktırmak, kahve falına bakmak, çalınan veya kaybolan malın bulunması için üfürükçülere veya kahinlerin kehanetlerine başvurmak, kaybolan bir hayvan için kurt ağzı bağlatmak gibi hurafeler gibi hurafeler de böyledir.

                                                              aorum_@hotmail.com

 





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024