HİCRET VE HÎCRÎ YILBAŞI
Hicret: Hz.Muhammet ve arkadaşlannın Mekkeden Medineye göçmesi olayıdır. Sosyolojik ve kültürel açıdan bakıldığında hicret, dünya ve İslam tarihinin önemli dönüm noktalarından biri kabul edilir. Çünkü İslam dininin cihana açılması ve islam gerçeğinin kendini dünyaya duyurması hicretle mümkün olmuştur.
însanlığın tüm geleceğini kucaklayan bu hicret kervanı, Medine'de
devlet oldu, güç oldu. Arabistanda uzun yıllar boyunca kemikleşmiş olan putperestliğin sonunu getirdi. Kur'an-ı Kerimin de ifadesiyle "HAK GELDİ, BATIL ZEVALE MAHKUM OLDU".
HÎCRET; Rabbimiz Allah, Nebimiz Muhammet" demekten ve "insanlığa huzur ve saadet getirmeye çalışmaktan" başka bir amacı olmayan müslümanların, doğup büyüdükleri iş ve aşlarının bulunduğu öz yurtlarından çıkarılmaya zorlandıkları büyük bir olaydır.
Peygamberimiz de o gece müşriklerin arasından çıkıp gitti ve Kâbeye uğrayarak, "Ey Mekke; bütün dünya da en çok sevdiğim yer senin yerindir. Fakat senin evlatların beni senin duvarların arasında huzur içinde bırakmıyorlar." dedi.
Hicret, sadece zulümden kaçmak için meydana gelmiş bir olay değildir. Tarih ve siyer kitapları olaya bu zaviyeden bakarak her ne kadar hicret olayını basit bir firar gibi göstermekte iseler de, sonuç itibariyle hicret; İslami mücadelenin Mekke’nin dışına çıkartılarak, bağımsız bir düzlemde sürdürülmesidir. Tarih boyunca hak ve hakikatin sesi daima susturulmaya çalışılmıştır. Hz.Muhammed’in de sesi susturulmak istenmiştir. Halbuki bu görevde maddi bir beklenti söz konusu değildir. Bu görev Hak'ka dostluğun bir tezahürüdür. Hakka dostluk ise bütün bu zulümlere katlanmayı gerektirir.
İşte Hicret; Allah rızası için anadan, babadan, yardan, maldan-mülkten, hatta candan vazgeçişin ibretli bir kıssasıdır.
Günümüz müslümanlanna düşen görev ise, müslümanlığın ne kadar büyük ve dehşetli kasırgaları aşarak kendilerine ulaştığının bilincinde olmaları ve onu takdir etmeleridir.
Hicret, İslam tarihinde yeni bir çağı başlatmıştır. Bu yıl ki hicri yılbaşı miladi takvime göre 17 aralık 2009 idi. Mukabili hicri yılbaşı 1 muharrem 1431 dir. Hicri takvimin başlangıç yılı olarak Hz.Muhammedin doğum tarihinin ya da ilk vahiy tarihinin değil de, Hicret yılının seçilmesi çok anlamlıdır, İslam ilkelerini sadece duyurmayı değil, uygulama alanına geçirmeyi de öngören Hz Muhammed (A.S)e bu fırsatı hicret vermiştir. Bu bakımdan İslamiyet
tarihinin tümünde, tarihsel önemi açısından olsun, ideolojik toplumsal, siyasal ve kültürel sonuçları açısından olsun, Hicretle boy ölçüşebilecek başka bir olay yoktur.
Bugün tüm müslumanlar olarak bizler; Peygamber ve ashabının Medine’ye gelişlerini coşkun bir sevgiyle karşılanışlarım ve Medineli Müslümanların yeni gelen muhacirler ile evlerini ve mallarını ne kadar engin bir gönül yüceliğiyle-' paylaştıklarını heyecanla hatırlamaktayız. Herkesin başkalarının
gereksinimlerini kendi gereksinimleri kadar düşündüğü böylesi tarihi bir olayın bir başka benzeri var mıdır?