HİCRET VE HÎCRÎ YILBAŞI - Eskişehir Haber

HİCRET VE HÎCRÎ YILBAŞI

HİCRET VE HÎCRÎ YILBAŞI
Yayınlama: 31 Aralık 2009 Perşembe - 7.570
A+
A-

         

 

     Hicret: Hz.Muhammet ve arkadaşlannın Mekkeden Medineye göçmesi olayıdır. Sosyolojik  ve  kültürel  açıdan  bakıldığında hicret,  dünya  ve İslam tarihinin önemli dönüm noktalarından biri kabul edilir. Çünkü İslam dininin cihana açılması ve islam gerçeğinin kendini dünyaya duyurması hicretle mümkün olmuştur.

însanlığın  tüm  geleceğini  kucaklayan  bu  hicret  kervanı, Medine'de

devlet  oldu,  güç  oldu.  Arabistanda  uzun  yıllar boyunca kemikleşmiş olan putperestliğin  sonunu  getirdi.  Kur'an-ı  Kerimin  de ifadesiyle "HAK GELDİ, BATIL ZEVALE MAHKUM OLDU".

 

   HÎCRET;   Rabbimiz  Allah,  Nebimiz  Muhammet"  demekten  ve  "insanlığa huzur  ve  saadet  getirmeye  çalışmaktan" başka bir amacı olmayan müslümanların, doğup  büyüdükleri iş ve aşlarının bulunduğu öz yurtlarından çıkarılmaya zorlandıkları büyük bir olaydır.

Peygamberimiz  de  o  gece  müşriklerin  arasından çıkıp gitti ve Kâbeye uğrayarak,  "Ey  Mekke;  bütün dünya da en çok sevdiğim yer senin yerindir. Fakat senin  evlatların  beni  senin  duvarların  arasında huzur içinde bırakmıyorlar." dedi.

    

Hicret,  sadece  zulümden  kaçmak için meydana gelmiş bir olay değildir. Tarih  ve  siyer kitapları olaya bu zaviyeden bakarak her ne kadar hicret olayını basit  bir  firar  gibi  göstermekte  iseler  de, sonuç itibariyle hicret; İslami mücadelenin Mekke’nin dışına çıkartılarak, bağımsız bir düzlemde sürdürülmesidir. Tarih  boyunca  hak  ve hakikatin sesi daima susturulmaya çalışılmıştır. Hz.Muhammed’in  de  sesi  susturulmak  istenmiştir.  Halbuki  bu görevde maddi bir beklenti  söz konusu  değildir.  Bu  görev Hak'ka dostluğun bir tezahürüdür. Hakka dostluk ise bütün bu zulümlere katlanmayı gerektirir.

İşte  Hicret; Allah rızası için anadan, babadan, yardan, maldan-mülkten, hatta candan vazgeçişin ibretli bir kıssasıdır.

Günümüz  müslümanlanna  düşen  görev  ise, müslümanlığın ne kadar büyük ve  dehşetli  kasırgaları  aşarak  kendilerine  ulaştığının  bilincinde  olmaları ve onu takdir etmeleridir.

 

Hicret,  İslam  tarihinde  yeni  bir  çağı  başlatmıştır.  Bu yıl ki hicri yılbaşı  miladi takvime göre 17 aralık 2009 idi. Mukabili hicri yılbaşı 1 muharrem 1431 dir. Hicri  takvimin  başlangıç  yılı  olarak Hz.Muhammedin doğum tarihinin  ya  da  ilk  vahiy  tarihinin  değil  de, Hicret yılının seçilmesi çok anlamlıdır,  İslam  ilkelerini sadece duyurmayı değil, uygulama alanına geçirmeyi de  öngören Hz Muhammed (A.S)e bu fırsatı hicret vermiştir. Bu bakımdan İslamiyet

tarihinin  tümünde,  tarihsel önemi açısından olsun, ideolojik toplumsal, siyasal ve  kültürel  sonuçları  açısından  olsun,  Hicretle  boy ölçüşebilecek başka bir olay yoktur.

Bugün  tüm  müslumanlar  olarak  bizler; Peygamber ve ashabının Medine’ye gelişlerini  coşkun  bir  sevgiyle  karşılanışlarım  ve  Medineli  Müslümanların yeni  gelen  muhacirler  ile  evlerini  ve  mallarını  ne kadar engin bir gönül yüceliğiyle-' paylaştıklarını  heyecanla  hatırlamaktayız.  Herkesin  başkalarının

gereksinimlerini  kendi  gereksinimleri kadar düşündüğü böylesi tarihi bir olayın bir başka benzeri var mıdır?

 

 





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024