KADİR GECENİZ KUTLU OLSUN - Eskişehir Haber

KADİR GECENİZ KUTLU OLSUN

KADİR GECENİZ KUTLU OLSUN
Yayınlama: 15 Eylül 2009 Salı - 7.648
A+
A-

 

Doğrusu biz Kur’ân’ı kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece, tanyerinin ağarmasına kadar bir esenliktir. ” [1]

           

Hangi Gecenin Kadir Olduğu:

Kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber genellikle Ramazan’ın yirmi yedinci gecesinin olduğu tercih edilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v) bunun kesinlikle hangi gece olduğunu belirtmemiş, ancak; “Siz Kadir gecesini Ramazan’ın son on günü içerisindeki tek sayılı gecelerde arayınız” buyurmuştur (Buhari, Müslim).

Başka bir hadiste ise ibn Ömer (r.a) şöyle nakletmiştir: Sahabelerden bazı kimselere,  rüyalarında, Kadir gecesinin, Ramazan’ın son yedi günü içinde olduğu gösterildi. Resulüllah (s.a.v) onlara: “Görüyorum ki rüyalarınız Ramazanın son yedi günü hakkında birbirine uygun düşmüştür. Artık kim Kadir gecesini aramaya kalkışırsa, onu Ramazan’ın son yedisinde arasın, buyurmuştur (Buhari, Müslim).

 

Kadir Gecesinin Gizli Olmasının Sebebi:

İslam kaynaklarında belirtildiğine göre Allah Teala bir takım hikmetlere dayanarak Kadir gecesini ve onun dışında daha bazı şeyleri de gizli tutmuştur. Bunlar:

Cuma günü içerisinde duanın kabul olacağı saat; beş vakit içerisinde Salât-i vusta; ilahi isimler içerisinde İsm-i Azam; bütün taatlar ve ibadetler içerisinde rızay-ı ilahi; zaman içerisinde kıyamet ve hayat içerisinde ölümdür. Bunların gizli tutulmasından maksat müminlerin uyanık, dikkatli ve devamlı Allah’a ibadet ve taat içerisinde olmalarını sağlamaktır. Müminler bu geceyi gaflet içerisinde geçirmemeli, ibadet ve taatle değerlendirmelidir.

İslam, hiç bir zaman dış görünüşü benimseyen, şekle önem veren şekilci bir din değildir. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini bugünkü anlaşıldığı şekilde “Bir gecelik ibadetle bütün günahlardan arınılacak” görüşü ancak muttakiler, inanmış samimi Müslümanlar için geçerlidir. Ancak böyle insanların o gecedeki ibadetleri makbul olur, ve Kur’an’ın nazil olduğu o ilk manaya erişilebilir.

Ebu Hureyre (r.a)’in rivayet etmiş olduğu hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v) söyle buyurmuştur:

“Kim Kadir gecesini, faziletine inanarak ve alacağı sevabı Allah’tan bekleyerek ibadet ve tâatla geçirirse geçmiş günahları bağışlanır” (Buhari).

            İslam zaman ve mekân tasavvurunda, mutlak iyi ya da mutlak kötü bir zaman yoktur. Zamanın ya da mekânın iyi-kötü olması, insana nispetledir. İyi kullanılan zaman-mekân, kötü kullanılan zaman-mekân vardır. Farklı bir ifadeyle, uğurlu ve şanslı, ya da uğursuz ve şanssız bir zaman-mekân bulunmamaktadır. Zamanı ve mekânı iyi ya da kötü kılan insanın duruşudur.

Ancak Zaman ve mekanlar; kendilerinde meydana gelen önemli olaylarla da değer kazanırlar. Kadir Gecesini bu derece değerli kılan en önemli sebep de Kur’ân-ı Kerîm’in bu gece indirilmeye başlanmış olmasıdır. Kur’ân-ı Kerîm’in nüzulü ve Peygamberimizin insanlığa son peygamber olarak gönderilmesi, dünya tarihinin en önemli hadisesidir.

Kadir Gecesinde Ne Olmuştur ?

a) Kur’ân-ı Kerim bu gecede inmeye başlamıştır.

b) Bu gecedeki ibadet, içerisinde Kadir Gecesi bulunmayan bin ayda yapılan ibadetten daha faziletlidir.

c) Gelecek bir seneye kadar cereyan edecek olan her türlü hadiseler Allah Teâlâ’nın ezelî kaza ve takdiri ile ilgili meleklere bu gece bildirilir. (Tecrîdi Sarih Tercemesi, VI, 312)

d) Bu gecede yeryüzüne Cebrail ve çok sayıda melek iner.

e) Bu gece tanyerinin ağarmasına kadar esenliktir, her türlü kötülükten uzaktır. Yeryüzüne inen melekler uğradıkları her mü’mine selam verirler.

 

Kadir Gecesinde Neler Yapılabilir?

Kadir Gecesi Kur’ân-ı öğrenme ve Rasûlüllah’ı tanıma, onların öngördüğü fazilet ilkeleri doğrultusunda yaşama ve her türlü kötülüğü terketme vesilesi kabul edilmelidir. Zira, insanlara dünya ve âhiret mutluluğunu sağlamayı hedefleyen ve manevi varlığımızı karartan her türlü olumsuzluktan arındırarak, bizi üstün ahlâkî değerlere yönelten Kur’ân’dır. O’nun getirdiği ilke ve prensiplerin özünde aydınlık, hoşgörü, dostluk ve kardeşlik vardır. O, insanlar arasında sevgi, uzlaşma, yardımlaşma, kardeşlik ve istikrarı sağlayacak; fert ve toplum planında pek çok ahlâkî ve sosyal problemin hak ve adalet çerçevesinde çözülmesine ışık tutacak ve insanlara gelişme yollarını göstererek onları geleceğe hazırlayacak ilâhî ölçüleri içeren bir kitaptır

Kadir gecesini, namaz kılarak, Kur’ân-ı Kerim okuyarak, tevbe, istiğfâr ederek ve dua yaparak değerlendirmeli.

Üzerinde namaz borcu olanların nafile namazı kılmadan önce hiç değilse beş vakit kaza namazı kılmaları daha faziletlidir. Kazası yoksa nafile kılar.

Süfyan-ı Sevrî: “Kadir Gecesi dua ve istiğfar etmek namazdan sevimlidir. Kur’ân okuyup sonra dua etmek daha güzeldir.” (Tecrid-i Sarih Tercemesi, VI, 313) demiştir.

Hz. Aişe validemiz demiştir ki; Rasûlüllah (s.a.s)’e:

“- Ey Allah’ın Rasûlü! Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?” diye sordum. Rasûlüllah (s.a.s):

“- Allahümme inneke afüvvün tühıbbü’l-afve fa’fu annî: Allah’ım sen çok affedicisin, affi seversin, beni affet.” diye dua et, buyurdu (Tecrîd-i Sarih Tercemesi, VI, 314).

Bu gecenin öyle bir anı vardır ki o anda yapılan ibadet ve dualar mutlaka makbul olur. Bu önemli anı yakalamak için gecenin bütününü tevbe ve istiğfar ile geçirmek gerekir. Bu da kişinin imanını tazeler. Gecenin bütününü ibadetle geçiremeyenler en azından teravihten sonra bir miktar oturup dua etmelidirler.

            Dargınlık, kırgınlık, kin ve nefretin yerine sevgi, saygı, hoşgörü, dostluk ve kardeşliği hâkim kılmalıyız. Yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların yüzünü güldürmeli, onlara yardım elimizi uzatmalıyız bu gece büyük bir fırsattır. Bu nedenle manen bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenen, dolayısıyla, yaklaşık 80 küsur yıllık bir insan ömrüne bedel olan bu geceden gerektiği şekilde istifade etmeliyiz. Sayısız manevî güzelliğin yaşandığı ve mükafatların sınırsız olarak verildiği bu gecede; özümüze dönerek gaflet içinde geçen günlerimizi sorgulamalı, kendimizle hesaplaşmalı, iyi ve güzel davranışlarımızı artırmaya, kötü davranışlardan uzaklaşarak kalbimizdeki manevî kirleri temizlemeye çalışmalıyız.

            Ebû Mûsâ Abdullah İbni Kays el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah Teâlâ gündüz günah işleyenin tövbesini kabul etmek için geceleyin elini açar. Geceleyin günah işleyenin tövbesini kabul etmek için de gündüzün elini açar. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar bu böyle devam edip gider.”  Müslim, Tevbe 31

 

 



[1] - Kadir sûresi, 97/ 1-5

 





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024