HER CAN KUTSALDIR - Eskişehir Haber

HER CAN KUTSALDIR

HER CAN KUTSALDIR
Yayınlama: 15 Haziran 2009 Pazartesi - 8.920
A+
A-

           

Son günlerde cinayetlerin çoğalması bir yana, işlenen cinayetlerin de vahşi bir şekilde çılgınca işlendiği dikkat çekmektedir. Gazete haberleri bunu yansıtmaktadır: Çöpten çıkan kesik başlar, testereyle kesilen bacaklar, yakılarak öldürülen insanlar... Örneğin: Şehrin orta yerinde iki erkek cesedi... Polis bile gördüğü manzara karşısında dehşete düştü.. Kendi çocuğunu öldüren anne..  Hamile kadının gövdesi bavulda baş kol ve ayakları denizde bulundu… Devletin silahıyla katliam yaptılar… Katliamlar göz göre göre geliyor, 3'ü çocuk 8 kişiyi öldüren Murat Yüksel.. Anne, baba ve ağabeyini baltayla parçaladı.. İki oğlu tarafından öldürülüp boş bir arsaya atılan baba.. Adana'da son 12 gün içinde 12 cinayet işlendi. Özellikle, 2 Haziran'da bir kişinin kendi ailesinden 8 kişiyi katletmesi ve önceki gün 12 yaşındaki Rabia A.'nın, annesini başından tabanca ile vurması kenti, Türkiye'nin gündemine oturttu. Adana Valisi İlhan Atış, son günlerde meydana gelen cinayetler nedeniyle yaşama sevincini kaybettiğini söylüyor. Vali Atış, "Kimyam bozuldu. Olayları duyduğumda ayaklarım titriyor” diyor. Zulüm ve katliam zirve yaparsa İlahi adaleti kimse durduramaz! Sözü de unutulmamalıdır.

Görüldüğü gibi ülkemizde son günlerde katliam, cinayet ve intihar gibi olaylar gündemden düşmüyor. Bunun sebep ve çareleri üzerinde herkesin düşünmesi gerekiyor. Hatta bu tür olumsuzlukların tek bir sebebe bağlanılamayacağı, bu sebeple her kurumun kendi eksi ve artılarını görüp bu nahoş belânın düzeltilmesi adına kendi bireysel ve kurumsal yapısını gözden geçirmesi gerekecektir.

Biz, ilahiyatçı kimliğimizle bu derdin neresindeyiz ve bize düşün ne olabilir? Düşüncesiyle bugünkü yazımızın başlığını ‘Her Can Kutsaldır ve Allah Emanetidir’ diyerek, katliam ve intihar üzerinde durmak istiyoruz.

a- Başkasının Canına Kıymak:

Dinler, insanlara dünya ve ahiret saadetini temin etmek için vardır. Tüm semavi dinlerin üzerinde durduğu beş temel esas: Canın, malın, dinin, aklın ve neslin korunması üzerine bina edilmiştir. ‘Can kutsaldır ve insan Allah’ın halifesidir’. Varlığımızı Allah’a borçluyuz. Bedenimiz Allah’ın bize bir emanetidir. O’ emanetini alıncaya kadar,  onu en iyi şekilde korumakla sorumlu olduğumuzu bilmeliyiz.

Hayatın bir gayesi ve kişilerin düzenli bir hayatı olmalıdır. Böyle olmayınca, hayat kendi güzergâhından çıkıp eğlence bataklığına akacaktır. Sadece eğlenmekle geçen bir hayattan daha saçma bir şey de olamaz. Zira eğlence hayata karşıdır. Hayat bir aksiyondur. Nasıl ki, dünyada belli bir düzen var. Güneş doğmamazlık etmiyor. Ay, devamlı aynı yörüngeyi takip ediyor. Gece-gündüz ve mevsimler kurulmuş saat gibi görevini kusursuz sürdürüyorlar. İnsan da bu mükemmel dişlinin bir parçası olarak sorumluluğunun bilinci içerisinde, hayat içerisindeki rolünü üstlenmelidir. Gençliğini eğlenmekle geçirenin, ihtiyarlığını ağlamakla geçireceği muhakkaktır.

Kuran’da Yüce Allah diyor ki: “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksız yollarla yemeyin. Ancak kendi rızanızla yaptığınız ticaretle yemeniz helaldir. Birbirinizin canına kıymayın. Şüphesiz Allah, size karşı çok merhametlidir. Kim, zulüm ve tecavüz yolu ile bu yasakları işlerse, yakında onu cehennem ateşine atacağız. Onu ateşe atmak da Allah'a pek kolaydır.” (Nisa, 29-30)

«Kim, haksız yere bir cana kıyıp öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir kişinin yaşamasına sebep olursa, bütün insanları yaşatmış gibi olur» (Maide, 32)

İslam dininin temel amaçlarından olan ‘canın korunması’ ilkesinin bir sonucu olarak kişinin haksız yere başkasını öldürmesi gibi (isra 33) kendi canına kıyması da kesin olarak yasaklanmıştır. Bu ayetler her iki durumu da (başkasını öldürme ve intihar etmeyi) içine almaktadır. Hatta intiharın başkasını öldürmekten daha büyük bir günah olduğunu ileri süren âlimler vardır. Bizim bildiğimiz şekliyle olan İntiharı açıkça içine alan bir ayet yoksa da intiharın İslam’ın ruhuna aykırı olduğu çok açıktır. Nitekim “kendinizi öldürmeyin” (Nisa, 29) ayetinin intihar yasağının Kuran’daki delillerinden olduğu kabul edilmektedir. Fahreddin Razi tarafından yapılan bir yorumda: “Hiçbir müminin intihara teşebbüs edeceğine ihtimal verilemeyeceğinden, Kuran’da açıkça bir ayete ihtiyaç görülmediği belirtilmiştir. (Mefatihül Ğayb, VI, 72)

Önce hayata saygı duymalıyız. Nitekim kitabımız ve yasalarımız: “Öldürmeyeceksin” diyor. Aslında öldürmenin şekilleri de pek çoktur. Örneğin ‘biz yaşarken ölmüşüz’ diyenler de az değildir. Temel gıdaların fiyatlarıyla oynayan, mal stoklayarak fiyat artışlarını körükleyen, ekonomiyi söğüşleyen, çalışanlarını veya toplumu zehirli maddelere karşı korunaksız bırakan para babaları, morfin kokain gibi maddelerle gençliği zehirleyen zehir tacirleri..  Tüm bunlar ne ile izah edilebilir? 

Yalnız hayatı yok etmek değil, onu zedelemek, ona acılar vermek bile büyük vebali gerektirir. Hayatı birbirlerine zindan eden eşler, insanları hayatlarından bezdirenler v.s. Hep birer insan hak ve hukukuna tecavüz niteliğinde haksızlıklardır.





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024