EĞİTİMDE AİLENİN ROLÜ - Eskişehir Haber

EĞİTİMDE AİLENİN ROLÜ

EĞİTİMDE AİLENİN ROLÜ
Yayınlama: 21 Nisan 2009 Salı - 9.254
A+
A-

a- Çocukluk dönemi:

İnsanların birbirini tamamlamak, birbirlerine yardımcı olmak ve daha iyi bir hayat sürmek için kurdukları birlik­telik olan ailenin sahip olduğu birçok fonksiyonunun yanında, "çocuğu eğitme ve sosyalleştirme fonksiyonu" vardır.

Aile, çocuğu sosyalleştirmeye yarayan bütün unsurlara sa­hiptir. Çocuk, ancak aile ortamında "sosyal varlık" olmanın özellik­lerini kazanır. Çocu­ğun aileye en fazla bağımlı olduğu dönem 0-3 yaş devresi olup bu dönemde çocuğun şahsiyetinin ana ilkeleri belir­ginlik kazanmaya başlar. Onun için anne-babanın çocuklarının 0-3 yaş grubunda çok dikkatli olmaları gerekir.

3-6 yaş devresi ise çocuğun daha aktif dönemi olup durmadan soru soran, etrafındaki her şeyi anlamaya çalışan, bitmez tükenmez bir öğrenme arzusu gösteren bir varlıktır. Devamlı konuşur, sorar, araştırır ve gün boyu oynamak ister. Oyun okul öncesi dönemin tek meşguliyetidir. Okul hayatında da devam eder. Çocuğun gelişmesinde ve eğitiminde oyuna ihtiyacı vardır. Oyun çocukta düzen ve kural fikrinin gelişmesine katkıda bulunduğu gibi, çocuğun sosyalleşmesini de hızlandırır.

Ailenin en önemli eğitici fonksiyonlarından birisi çocuğa verilecek okul öncesi eğitim ve çocuğu okula hazırlamak­tır. Çocuğun okula hazırlanması, çocuğun bedeni ve zihni yönden belli bir olgunluğa ulaştırılması demektir. Okula hazırlık olsun diye çocuğa bazı basit bilgiler verilebi­lir. Fakat okuma ve yazma gibi tamamen okula, ait olması ge­reken bilgiler için çocuk zorlanmamalıdır. Bazı bilgileri zama­nı gelmeden öğretmeye çalışmak hatalıdır. Zaman olarak zihnî gelişme ve olgunlaşmanın bir seyri vardır. Verilen bilgiler, bu gelişmeye ve zamana uygun olarak yürütülmelidir. Genel olarak aile eğitici, okul ise öğretici bir yapıya sahiptir.

Anne ve babanın çocuklarına karşı sevgi ve hoşgörünün do­zunu çok iyi ayarlamaları gerekir. Bu dozaj iyi ayarlanmazsa, çocuk şımarık ve istismarcı bir kişilik geliştirebilir. Çocukların eğitiminde etkili faktörlerden birisi de öğüt ver­me ve yerli yerinde yapılan uyarılardır. Bu metot normal ölçü­ler içerisinde uygulanırsa çok faydalı olur. Fakat korkutucu motifler karıştırılırsa bunların hiçbir eğitici değeri olmaz; hat­ta zararları olur. Büyükler tarafından anlatılan cin, hortlak, dev masalları gerçekten korkutucudur. Birçok anormal davranışın temelinde korku duygusu yatmaktadır. Korkuyla büyüyen ço­cuklar yetişkin hayatta çekingen, içine kapanık, kendisine ve baş­kalarına güven duymayan tipler olmaktadırlar.

 

b- Çocuklar için ideal aile modeli:

Aile, çocuğun eğitimi ve gelişimi için tüm güzelliklere sahip ta­bii bir ortamdır. Çocukların şahsiyetlerinin ana unsurları, ailede teşekkül eder. Çocuklar, konuşmayı ve beslenmeyi aile içinde öğ­renirler. Aile ortamı, çocuklar için koruyucu bir özelliğe sahiptir. Çocuk için aile kadar koruyucu ve fedakârlık gösteren bir baş­ka kurum bulmak mümkün değildir. Ailede daha çok koruyu­cu ve fedakâr olan annedir. Dünyanın en içten ve en samimi eğitimcileri olan anneler, bazı tedbir ve teşviklerle çocuklarına ve dolayısıyla topluma daha yararlı olabilirler.

Dengeleri iyi kurulmuş, düzenli, huzurlu ve sağlıklı iletişim ortamı olan bir aile, çocukların eğitimi ve gelişimi için eşi bulunmaz bir yuvadır. Ailede iç ve dış ilişkiler normal ve uyumlu ise çocuk için mükemmel bir eğitim ortamı olur. Bazı aileler, eğiticilik fonksi­yonunu aile içi uyumsuz­luk ve iletişim eksikliği gibi iç sebepler ve bir takım dış sebeplere bağlı olarak, yeterince yerine geti­rememektedirler.

Topluma ait değerler, hayat görüşleri, örfler ve âdetler ancak aile içinde öğrenilir. Top­lumda hâkim bulunan "doğru" ve "yanlış", "iyi" ve "kötü" gibi değer ve hükümler, aile süzgecinden geçerek çocuklara ulaşabilir. Böylece aile, çocuğun sosyalleşmesinde çok önemli fonksiyonları ifâ etmektedir.

Çalışmak ve iş yapmak eylemi, çocukta güven duygusu, mücadele gücü, kendi varlığını id­rak etme, sorumluluk duygusu, yaşayarak öğrenme gibi faydalı motifler kazandırır. Ev içerisinde çocuğa yapabileceği bazı küçük görevler mutlaka verilmelidir. Aile içinde çocuklarında görev ve sorumlulukları olması gerekir. Anne-babaya yardım etmek, aileye bazı küçük katkılarda bu­lunmak, çocukların duygu ve irade gelişimi için çok faydalıdır. (Tuncer Elmacıoğlu  Başarıda Aile Faktörü)

 'Ciğer parelerimizi yalnız kendi terbiyemize göre değil, onların yaşayacağı zamanı ve asrı da hesaba katarak yetiştiriniz'   (Hz. Ali (r.a.))

 

c- Çocuklar için olumsuz aile modeli:

Ailedeki aşırı geçimsizlikler âdeta bir ateş çemberi ortamında kalan çocukların ileriye dönük tüm beklentilerini boşa çıkardığı gibi, boşanmalar sonucunda da ço­cuklar, bozulan bu yarım aileye uyum sağlamakta güçlük çe­kerler. Ana ve babasından yetim kalan çocukların da diğer ana-babalı çocukların gördüğü itina ve ilgiden yoksun olarak sokağa itilip terk edilmeleri bu çocuklar adına ülkenin büyük bir kaybıdır.  

            Terbiyede dayak ve şiddeti benimseyen ailelerdeki, çocukların pek çoğu kavga ve şiddete, alkolik ailelerde ise, sarhoşluğa tanık olur. Bu ailelerin çoğunda gençler, kusur öğrenme sanatını icra ederler. Bir başka aile türü de, çocuklarını gerçek dışı bir dünyada yetiştirme çılgınlığını gösteren ailelerdir. İşledikleri olumsuzluklara kanunların bile engel olamadığı sanılan ailelerdir ki, kendi çocuklarına ayakları üzerinde durabilme becerisini verme yerine suyu tersine akıtmaya çalışmaktadırlar.

Gerçekten her yönüyle insanları imrendiren çok olumlu aile tipleri varsa da; bunların da toplumdaki olumsuzluklardan etkilenecekleri muhakkaktır. Gerçek çözümün bireysel değil toplum genelinde aranacağını bunun için de devlet ve millet işbirliğiyle toplumun tüm fertlerine yönelik projeler üretmekte gecikmemeliyiz.   

'Başkasını ıslah etmeden önce kendini ıslah et'  Hz Ebubekir (r.a.)  

'Diken ekersen gül biçemezsin'    MEVLANA                                                                                           



Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024