Aileyi ve Toplumu Yıkan Dinamitlerden Fuhuş: - Eskişehir Haber

Aileyi ve Toplumu Yıkan Dinamitlerden Fuhuş:

Aileyi ve Toplumu Yıkan Dinamitlerden Fuhuş:
Yayınlama: 5 Ocak 2009 Pazartesi - 10.069
A+
A-

 

Fuhuş: Evlilik dışı cinsel ilişkiler; din ve ahlak ölçülerine uymayan her türlü aşırılıklar fuhuştur. Bugün fuhşun toplum nezdinde aldığı anlam; İnsanın iffet ve hayâ sınırlarını aşan, dinen ve ahlâken yasaklanıp kınanan cinsî suçlar ve davranış bozukluklarını ifade eder.

Bu tarife göre, Allah'ın, yapılmasını veya söylenmesini yasakladığı her türlü ahlâksızlık, zina, homoseksüellik, çıplaklık, kötü huyluluk, terbiyesizce konuşma v.s. bu kelimenin şumûlüne girer. Ayrıca, bu tür ahlâksızlıkların, toplum içinde yayılması için yapılan her türlü müstehcen faaliyetler de fuhuş teriminin kapsamına girmektedir. Ancak fuhşun toplum içerisinde öne çıkan anlamı:“Bir kadının evlilik dışında meslek edinerek veya başta para olmak üzere her hangi bir karşılık gözeterek vücudunu bir erkeğin cinsi tatminine sunması” şeklindedir.

 

Fuhşun insanlık tarihinde aldığı seyir şöyle özetlenebilir: İnsanlığın var olduğu tüm dönemlerde fuhşun mevcut olduğu görülmüştür. Gerek ücret karşılığı gerekse kutsiyet verilerek kutsal fuhuş adı altında, Sümerlerde, eski Mısır’da, Suriye’de, eski Ön Asya’da, eski Yunanistan’da, Roma’da, Hindistan’da -özellikle soylu Budistler arasında- yaygın olduğu görülmüştür. Ancak tüm İlahi dinlerin de fuhşu yasaklamış olduğu görülmektedir. Özellikle Yahudilikte on emir içerisinde zinanın yasak olduğu bilinmektedir. Tevrat’ta, hür kadınla zina edenler mutlaka öldürüleceği, erkeğin erkekle cinsel ilişkide bulunmasının da ölümü gerektirdiği hükmünün mevcut olduğu, aynı şekilde zina işleyenlerin taşlanarak öldürülmesi olan ‘recm’ cezası da Tevrat’ta mevcuttur. (Levililer, 10/14, 20/10) Hıristiyanlıkta ise, Yahudilikteki on emrin 7. maddesindeki zina yasağına uyulmasının yanında, “bir kadına şehvetle bakan her adam zaten yüreğinde onunla zina etmiştir” (Matta, 5/28) ifadesiyle Hıristiyanlıkta da fuhuşla bir süre mücadele edilmiştir. Ancak fuhşun önlenmesi için başvurulan tüm tedbirlerin yetersizliği nedeniyle fuhşun “gerekli kötülük” olarak tanınıp yasak olmaktan çıkarma yoluna gidilmiştir. (G.Tümer, Fuhuş md. DİA)

Ancak, cinsiyet alanındaki bağımsızlık ve zevke dalma eyleminin daha da artacağından korkan kilise, fahişeliği kurumlaştırma işini kendi omuzlarına alarak Güney Fransa'daki Avignon kentinde -görüldüğü gibi- bir ‘genelev’ açarak, varlığı yasal açıdan da resmen kabul edilen fuhuş; başlı başına bir işletmecilik durumuna getirilmiştir.  

Hammurabi Kanunnamesinde de, zinanın yasaklandığını ve cezasının suda boğularak öldürülmek olduğunu görüyoruz. 

Cahiliye döneminde de Arabistan’da fuhuş yaygındı. Karılarını birbiriyle değiştirenler, karılarını kahramanlara takdim ederek soylu evlat edinmek isteyen erkekler,  evinin damına bayrak asarak evini fuhuş hane olarak kullanan kadınlar v.s. Hatta evinin damına bayrak asarak fuhuş yapan Ümmü Mehzûl adındaki fahişe bir kadını sahabeden birinin nikâhlamak istemesi üzerine nazil olduğu rivayet edilen “Zina eden kadını ancak zina eden veya müşrik olan bir erkek nikâhlar.” (Nur, 3) mealindeki ayette zinanın şirke yakın görülmesi dikkat çekicidir. Bir diğer ayette ise: "Kötü kadınlar, kötü erkeklere, kötü erkekler ise kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara yaraşır.” (Nur, 26) Fuhuş yapan erkek ve kadınları 'habis' yani murdar olarak nitelemekte ve bunların evliliklerinin birbirleriyle olmasını; temiz toplum adına, inananlardan isteyen (Nebi Bozkurt, DİA. ‘Fuhuş’ md.)  İslam dini fuhşa karşı daha ciddi bir tavır koyduğunu bu konudaki pek çok ayet ve hadislerin onu büyük günahlar içine taşıdığını ve bunun sonucu olarak verilen ciddi mücadelelerle İslam dini özellikle geçmişte, tüm insanlığa model olabilecek örnek bir toplumu beşeriyete armağan etmiştir. 

 

Fuhşun Teşvik Edilmesi: Bugün, fahişeliğin dünyanın en eski mesleği olduğunu iddia eden fuhuş tacirleri; kadını mal olarak görmeye devam etmektedirler. Dün kadını esir pazarına düşürenler; bugün kadını fuhuş sermayesi olarak gören yaratıkların selefleri değil midir?

Cinsel özgürlük adı altında, fuhşu günah, ayıp ve hatta yasak olmaktan çıkarmak isteyen ve fuhşu yaygın hâle getirmek adına kendilerini görevli kabul eden bazı sözde modernistler, aile ocağını ve toplumu büyük bir fırtına ile karşı karşıya bırakmaktadırlar. Bilmiyorlar ki, 'İnsan' denen varlık, medeniyetin en önemli temel taşıdır. 'İnsan' ezildiği takdirde, ne medeniyet, ne fabrikalar ve ne de fabrika mahsulü eşyalar üzerinde tutunabilir.

            Sosyal hayatın temelini dinamitleyen fuhşu, idealleştirerek, parlak laflarla süsleyerek, övme vasıtalarına başvurup zehri altın tas içerisinde -özellikle gençliği hedef alarak- sunanların vebalinin ne kadar büyük olduğunu idrak etmeliyiz. Bunlar şehveti süslü görünüşler içinde sunmakta, şehveti yerleştirmek adına bütün değerlerin içini boşaltmakta, bazen 'sanat' adı altında, bazen 'modernizm'  maskesi ile değerleri yıpratmaktadırlar. 

Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de: "Mü'minler arasında fuhşun yayılmasını arzu edenlere, işte onlara, dünya ve âhirette can yakıcı azap vardır. Allah (her şeyi) bilir, siz ise bilmezsiniz." (Nur, 19) buyurur.

'Çocuk yapmak için evlilik şart değildir.' diyerek, evlilik kurumunun insanlardan çok şey alıp götürdüğünü iddia ederek, evlilik dışı birlikteliğin daha insancıl olduğunu savunmak, aynı evi paylaşan farklı cinslerin: 'Toplumun nâmus anlayışı bizi bağlamaz' dercesine devamlı gündemi meşgul etmeleri ve üstüne üstlük 18 yaşını bitirmiş kadın ile erkeğin evlilik dışı birlikteliğine mâni olan cezâî müeyyidelerin yasalarımızdan âdeta ayıklanmış olması; toplum bünyesinde tedâvisi imkansız yaralar açacaktır.

 info@aliosmanorum.com





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024