İslam’da Kurbanın Yeri ve Önemi - Eskişehir Haber

İslam’da Kurbanın Yeri ve Önemi

İslam’da Kurbanın Yeri ve Önemi
Yayınlama: 6 Aralık 2008 Cumartesi - 24.790
A+
A-

 

Kurbanın Anlamı ve Dindeki Yeri:               

Kurban; Allah'a yaklaşmak ve ona yakın olmak anlamına gelir. Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla kurban bayramı günlerinde hayvanların uygun olanlarından birinin boğazlanmasıdır. Kurbanın geçerli olabilmesi için kurban bayramının ilk üç günü içinde kesilmesi ge­rekir.

Kurban, akıllı ve temyiz gücüne sahip kadın-erkek, dinen zengin olan tüm Müslümanlar tarafından kesilir. Ayrıca, bayram günlerinde mukim olma yani uzak bir yere yolculuğa çıkmamış olması şartı da vardır. Yolcu isterse kesmeyebilir.

Hanefî mezhebine göre, kurban kesmeyi vacip kılan zenginliğin ölçü­sü, zekâtta ve fıtır sadakasında aranan zenginlik ölçüsüyle aynı olup kişinin borçları ve aslî ihtiyaçları dışında 20 miskal (85 gr.) altına, ya da buna denk nakit paraya sahip olunmasıdır. Yani kurban sebebiyle aile bütçesinde ciddi anlamda bir sıkıntının çekilmemesi gerekir.   

Kur'an-ı Kerimde yüce Allah şöyle buyurur: "Her ümmet için kurban kesmeyi meşru kıldık ki, Allah'ın rızık olarak verdiği hayvanların üzerine O'nun adını ansınlar…

         "Onların ne etleri, ne de kanları Allah'a ulaşır; sizden O'na sadece takva (gösterişten uzak, samimi olarak yaptığınız ibadetler) ulaşır.." (Hac, 22 / 34-37)

         "Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.."(Kevser, 108 / 2)

         Bu ayetlerden anlıyoruz ki, kurban; Allah için kesilir. Allah'tan başkası adına kesilen veya Allah'ın ismi anılmadan kesilen hayvanların eti yenilmez. Halk tabiri ile murdar hükmündedir. Kesilen hayvanın "besmele" (Bismillahi  Allah'ü ekber) ile kesilmesi Allah'ın bir emridir. (Enâm, 118) Bilerek besmeleyi terkeden kişinin kesdiği, kurban olmadığı gibi, eti de yenilmez.

         Allan için kesilip O’na bir çeşit hediye edilen hayvana bizim tarafımızdan haklı olarak ayrı bir kutsiyet verilmektedir. Kurban edilecek hayvana tekbirlerle hoş bir ortam sağlanıyor. Hatta okşanarak kesim yerine götürülerek müstesna bir atmosfer meydana getiriliyor. Kurbanlık hayvanın tüm masumiyeti ve teslimiyeti de gösteriyor ki manevî olan havayı sanki hayvan hissediyor. Böyle bir hayvanın şoklanmasını da pek insancıl bulmuyoruz. Zira Şoklamanın neresi masum olabilir ki! Şoklama, çok büyük ve güçlü bir enerji ile bir canlıyı kendinden geçirecek kadar zorlama olayı değil midir?

         İkinci ayeti kerimeden anlaşılan ise, Allah'a ulaşan etler ve kanlar değil; gönüllerin hakka yönelişidir. Kurban, kulu ile Rabbı arasındaki gerçek bağlantının ifadesidir.  

Peygamberimizden nakledilen bir hadis-i şerifte: "Allahü teâlâ sizin şekillerinize ve mallarınıza bakmaz; fakat O, sizin kalplerinize ve amellerinize bakar." Diğer bir hadis-i şerifte: "Muhakkak sadakalarınız, fakirin eline  ulaşmadan önce, Allah'ın eline ulaşır.." buyurulur. Kurban kesmenin vücubiyetine dikkat çeken Peygamberimizin: "Hâli vakti yerinde olup da kurban kesmeyen kimse, bizim mescidimize yaklaşmasın." (İbn Mâce, "Edâhî", 2; Müsned, II, 321) buyurur. Yine "Ey insanlar, her sene, her ev halkına kurban kesmek uâciptir" (Tirmizî, "Edâhî", 18; îbn Mâce, "Edâhî", 2) gibi ifadelerle bu gereklilik önemle vurgulanmıştır.

         Kurban kesmek, varlıklı Müslüman için,  Allah'ın verdiği nimetlere bir şükran ifadesidir. Bunun yanında müslümana sevap kazandıran ve de gelebilecek belâ ve musibetlere karşı manevî bir sigorta hükmündedir.

         Allah'ın emirlerinde hep toplum yararı öne çıkmaktadır. Bu sebeple de kurbanın etinden ve derisinden fakirleri ve hayır kurumlarını yararlandırmamız bizim toplumumuzda dinî ve örfî bir teamül haline gelmiştir.

 

Kurban Kesiminde Bilinmesi Gereken Önemli Hususlar:

Kurban ibadetine karşı gösterilmesi gereken saygının bir gereği olarak özellikle büyük şehirlerde ve kalabalık yerleşim birimlerinde sağlık ku­ralları ve çevre temizliği açısından son derece önemli olan bazı kuralları ihlal ederek, kurban kesme ve ihtiyaç sahiplerine dağıtma ecrini, çevre kirliliği meydana getirerek ve kul haklarını ihlâl ederek heba etmemek gerekir. Demek ki kurban kesilirken önce çevre temizliği ve ekolojik dengenin korunması için gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor.  

Koyun, keçi, sığır, manda ve deve dışındaki hayvanlar kurban olarak kesilemez. Kurban edilecek hayvanın erkek veya dişi olması da önemli değildir. Koyun ve keçide bir yaş, sığır türünde ise iki yaş şartı vardır. Bu konuda satıcıların sorumluluğu cidden çok büyüktür. Dinin koyduğu kuralları bir takım hilelerle menfaatlerine kurban etmemelidirler.

Kesim sırasında, hayvana acı çektirilmemesi yani hayvanların ehil kişiler tarafından kesilmesi, mümkünse kısa bir süre içinde kesimin bitirilmesi önemlidir.

Kesim sırasında psikolojik açıdan etkilenmemeleri için çocukların kesim yerinden uzak tutulması gerekir.

Kurban edilecek hayvanın, sağlıklı olması, hem ibadet hem de sağlık bakımından önem taşıyor. Bu nedenle, kötürüm derecesinde hasta, zayıf ve düşkün, bir veya iki gözü kör, boynuzları kırık, dili, kuyruğu, kulakları ve memesi kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban edilemiyor. Ancak, hayvanın doğuştan boynuzsuz olması, şaşı, topal, hafif hasta, bir kulağı delik veya yırtılmış olması, kurban edilmesine engel teşkil etmez.

Sağlıklı olduklarını belirtmek amacıyla marka takılması için hayvanların kulaklarının delinmesi ise bir kusur olarak görülmemektedir.

Kurban kesmek yerine sadaka vermek, kurban ibadetinin yerine geçmez. Bu ibadet için kurban olacak hayvanın usulüne uygun kesilmesi gerekir. 

Kurban mutlaka bayramın birinci günü bayram namazı kılındıktan sonra kesilmeye başlanır. İkinci ve üçüncü günü de kesime devam edilir.   

İster peşin ister taksitle satın alınsın, hayvan kişinin mülkiyetine geçtiğinden kurban edilmesinde sakınca yoktur. Büyükbaş hayvanlar en çok 7 kişiye kadar ortaklık kabul eder. Ortakların kesim öncesi kim olduklarının bilinmesi gerekir. Bunun anlamı, şayet içlerinde Allah rızası için değil de sadece ete ortak olmak için kesenin olmamasıdır. Olursa diğerlerinin de kurbanı caiz olmaz. Ortakların Müslüman olmaları, kurban ve ibadete niyet etmeleri ve hisselerinin yedide birden az olmaması şarttır.

Kurban mal ile yapılan bir ibadet olduğundan vekâlet de caiz görülür. Vekâlet yoluyla kurban kestiren kişi, hem bulunduğu yerdeki birisine hem de başka bir yerdeki kişi veya kuruma vekâlet verebilir. Vekâlet, sözlü veya yazılı olarak ya da telefon, internet, faks ve benzeri iletişim araçlarıyla da verilebilir.            info@aliosmanorum.com

 

 





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024