Eskişehir’de "Beslenenler" ve "Besleyenler" Çıkmazı! - Eskişehir Haber

Konuk Yazar

Konuk Yazar
Konuk Yazar

Eskişehir’de "Beslenenler" ve "Besleyenler" Çıkmazı!

Eskişehir’de "Beslenenler" ve "Besleyenler" Çıkmazı!
Yayınlama: 23 Ağustos 2025 Cumartesi - 352
A+
A-

Kimse Alınmasın, Kendimizi Yazdık: Eskişehir'de "Beslenenler" ve "Besleyenler" Çıkmazı!

AK Parti’yi yıllardır gözlemleyen herkes bilir: Parti içinde iki farklı kitle vardır.

Birincisi “AK Parti’yi Besleyenler”dir. Yani geniş halk kitlesi… Vatanın, milletin selameti, devletin bekası için Recep Tayyip Erdoğan’a inanmış, gönülden destek vermiş, oylarıyla beslemiş insanlar. Onların çıkar hesabı yoktur.

İkincisi ise “AK Parti’den Beslenenler”dir. Bunlar teşkilat mensuplarıdır; il, ilçe örgütlerinde, belediye meclislerinde görev alan o tanıdık kesim… Dar siyah takım elbiseler, jöleli saçlar, Ray-Ban gözlüklerle kendilerini zaten sergilerler. Sahaya belirli zamanlarda inerler, diğer zamanlarda “inlerinde”dirler. Konumlarına göre baldan banarlar, aksırıncaya kadar da beslenirler.
Sorsanız, her biri birer “nefer”, her biri birer “dava adamı”dır!

Ama işin gerçeği şudur: Son dönemde alnı terli, elleri nasırlı Anadolu insanı ile AK Parti’nin arasına duvar ören tam da bu kesimdir. Yani özde çıkarcı, sözde AK Partili kripto kadrolar. Meclis’e kapağı atmış milletvekillerini de bundan ayrı tutmak pek mümkün değil.

Bunları gördükçe, insanın aklına hep Nevzat Tandoğan ile Osman Yüksel Serdengeçti’nin hikâyesi gelir. Ceberrut devletin ceberrut valisi misali, tepeden bakan, buyurgan bir siyaset tarzı…

Tabii istisnalar vardır, onlar üzerine alınmasın. Ama millet kimin istisna olduğunu da kimin üzerine alınması gerektiğini de gayet iyi bilir.

Gazeteci Hasan Cemal’in kendini sorguladığı “Kimse Kızmasın, Kendimi Yazdım” kitabı gibi… Biz de diyelim ki: “Kimse alınmasın, kendimizi yazdık.”


Ama bitmedi…

Bir de görünmeyen dava adamları vardır! Onları da hiçbir yerde göremezsiniz.
Memurluk kisvesiyle siyasetten uzak durduklarını savunurlar ya da ticarette “karşı mahalleden müşteri kaçırmama” bahanesine sığınırlar. Ama 15 Temmuz anmalarında da yokturlar, Filistin yürüyüşlerinde de… Toplumsal bir hareket mi var? Aramazsınız bile, çünkü orada değillerdir.

Sivil toplum kuruluşlarında da yokturlar. Ne görev alırlar ne varlıklarıyla destek verirler ne de bir yaraya merhem olurlar. Cami, mescit, mevlüt, kandil… Oralarda da denk gelmezsiniz.
Ama koltukta, makamda mı? İşte oradadırlar! Yüzünüze gülerler, mangalda kül bırakmazlar. Dava nutukları öyle afili, öyle süslüdür ki bir an kendinizi sorgularsınız:
“Ulan, biz mi zayıfız, bunlar mı dava adamı?”

Sonra anlarsınız ki, tek dertleri o koltukları korumak, hatta bir üst makama kapağı atmaktır.


Ve işin Eskişehir boyutu…

Şehirde yıllardır “AK Parti neden büyüyemiyor?” sorusu sorulur.
Cevabı basit: Çünkü halkın gönlünü kazanan “besleyenler” arka planda tutulurken, vitrine hep “beslenenler” çıkarılıyor. İl başkanlıkları, belediye adaylıkları, meclis üyelikleri hep aynı yüzlerin elinde dönüyor. Sonra da sandıkta beklenen sonuç gelmeyince şaşırılıyor.

Eskişehir teşkilatında koltuk ve makam hesabı yapanlarla, sahada ter dökenler arasındaki uçurum öylesine derin ki, sıradan vatandaşın gözünde “dava” artık samimiyet testini kaybetmiş durumda.
Sokaktaki insanın dediği şu:
“Bizim oyumuzla seçilenler, bizim mahallemize uğramıyor. Ama sıra çıkar sağlamaya gelince ilk onlar koşuyor.”

İşte tam da bu yüzden diyoruz:
Kimse alınmasın, aslında biz kendimizi yazdık.

 

 

Teyfik Nezen





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024