Kurtuluş’un şehri ve Millî Mücadele’nin yürütülmesinde önemli bir merkez olan Eskişehir’imizin düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yıl dönümünü kutlamanın gururu, mutluluğu ve heyecanı içerisindeyiz.

Vatan toprakları üzerinde dalgalanan ay yıldızlı bayrağının ve bağımsızlığının her şeyin üstünde olduğunu vermiş olduğu onurlu mücadele ile gösteren Eskişehir halkı, 17 Mayıs 1919 ‘da Odunpazarı’nda on bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen miting ile Kurtuluş meşalesini yakmıştır. “Biz yaşayacağız, bağımsızlığımız için. Vatanımız için gerekirse öleceğiz. Bizden sonra gelecek çocuklarımıza torunlarımıza, ‘Biz namus ve şerefiyle ölen bir neslin çocukları ve torunlarıyız’ dedirteceğiz.” şeklindeki yeminlerine sadık kalarak “iki güzel akıbetten birine” ermişlerdir. Bizler de asil ecdadımızın evlatları olarak gururla “Biz namus ve şerefiyle ölen bir neslin çocukları ve torunlarıyız.” diyoruz.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK “Askeri harekat icabı olarak ordumuz Eskişehir ve Eskişehir Halkına Bir fedakarlık yüklemek mecburiyetinde idi. Bu millet için fedakârane bir hareket idi ve şehir halkı ona göğüs gerdi. Tebrik ederim. Gördüğüme göre halk aydın ve faaldir. Toprak verimlidir. Az zamanda zayiatı telafi ve fedakârlıklarıyla iftihar edecektir.” sözleriyle Eskişehir halkının Millî Mücadele’deki fedâkarlığını veciz bir şekilde ifade etmiştir.

Sakarya Savaşı sırasında artçı olarak bırakılan ve tam 14 gün boyunca direnerek Türk birliklerine zaman kazandıran, 5 subay ve 145 askerin şehit olduğu, ismini şehitlerimizin kanlarından alan Kanlıpınar mevkii; İstiklal Marşı’mızdaki “Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ!” dizesinin en canlı numunelerindendir. Elbette ki bu milletin bağımsız yaşama ülküsü ve mevcudiyetini sürdürmek için yaptığı onurlu mücadelenin neticesinde zafere kavuşması pek kolay olmamıştır. Ancak tarihi boyunca esaret altında yaşamaktansa ölümü tercih eden necip milletimizin gencinden yaşlısına verdiği bu çetin mücadeleyle vatan toprağımıza göz diken düşmanları perişan etmişlerdir. Eskişehir 2 Eylül 1922’de düşmandan geriye kalan enkazdan, küllerinden Anka misali yeniden doğmuş, Gazi Mustafa Kemal’in sözlerinde ifade ettiği gibi zayiatı telafi ve fedakârlıklarıyla iftihar etmiştir.

Bu vesileyle Türk istiklal ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere silah arkadaşlarını Kurtuluş mücadelesinde feda-ı can eden bütün şehitlerimizi, gazilerimizi, her türlü sıkıntıya göğüs gerip bizlerin bugünlere kavuşmasını sağlayan fedakâr ve cefakâr ecdadımızı rahmet ve minnetle yâd ediyor; Eskişehirli hemşehrilerime sevgi ve saygılarımı sunuyorum.