Sabri Ülker Vakfı’ndan diyabetin önüne geçmek için beslenme önerileri - Eskişehir Haber

Eskişehir Sağlık

Sabri Ülker Vakfı’ndan diyabetin önüne geçmek için beslenme önerileri

Sabri Ülker Vakfı’ndan diyabetin önüne geçmek için beslenme önerileri
Yayınlama: 16 Kasım 2023 Perşembe
A+
A-

Halk arasında “şeker hastalığı” olarak da bilinen diyabet, dünyada adeta bir salgın hastalık gibi giderek daha fazla insanı etkiliyor. Türkiye Diyabet Epidemiyoloji (TURDEP-II) çalışmasına göre, 20 yaş üzerinde tip 2 diyabet sıklığı %13,7 olarak belirtiliyor. Dünya genelinde ise 2030 yılında diyabetli birey sayısının 642 milyonu bulacağı öngörülüyor. Tedavi edilemediğinde birçok sağlık problemine yol açan diyabetin, düzenli olarak kontrol edilmesi büyük bir önem taşıyor. 

Diyabet tanısı alanlar, tükettiği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamıyor ve buna bağlı olarak kan şekeri yükseliyor. Yüksek kan şekeri ise, düzenli takip edilmediği ve kontrol alınmadığında böbrek yetmezliğinden kalp krizine, karaciğer yağlanmasından körlüğe kadar pek çok ciddi hastalığa yol açabiliyor. Sabri Ülker Vakfı, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü için diyabetin risk faktörleri, diyabetin takibi ve önemi gibi konularda toplumu bilgilendirmek amacıyla şu önerilerde bulunuyor:

Diyabetin Tipleri Nelerdir?

  • Tip 1 Diyabet:
    • Bağışıklık sistemi, pankreastaki insülin üreten beta hücrelerini hedef alır ve tahrip eder.
    • Genellikle genetik ve çevresel faktörlerin birleşimi sonucu gelişir.
    • İnsülin üretimi az veya hiç yoktur, bu nedenle dışarıdan insülin enjeksiyonları gereklidir.
    • Genellikle çocukluk veya genç yetişkinlik döneminde başlar, ancak her yaşta görülebilir.
  • Tip 2 Diyabet:
  • Vücuttaki hücreler insüline direnç gösterir, yani insülini etkili bir şekilde kullanamazlar.
  • Genellikle yaşam tarzı faktörlerine bağlı olarak gelişir. Obezite, hareketsiz yaşam biçimi ve genetik yatkınlık risk faktörlerindendir.
  • İnsülin üretimi başlangıçta mevcuttur, ancak zamanla azalabilir ve insülin direnci artar.
  • Genellikle orta yaş ve sonrasında başlar, ancak genç yaşlarda da görülebilir.
  • Gestasyonel diyabet (gebelik diyabeti)

Gestasyonel diyabet, ilk kez gebelik sırasında ortaya çıkan glukoz tolerans bozukluğu olarak tanımlanıyor. Bununla beraber bu tanım, gebelikten önce diyabeti olduğu halde gebelik sırasında tanı alan (gebelikten önce tanısı konulamamış pregestasyonel) vakaları, gestasyonel diyabet vakalarından ayırt etmekte kimi zaman yetersiz kalmaktadır. Obezite ve diyabetin artması ile tanı konmamış tip 2 diyabetli gebe sayısı da artmaktadır.

  • Spesifik nedenlere bağlı diyabet

Tip 1, tip 2 ve gebelik diyabeti dışında, bazı durumlar (ilaç kullanımı, pankreas hastalıkları, infeksiyonlar, endokrin hastalıklar, vb.) da diyabete neden olabilir veya bazı nadir genetik sendromlara diyabet eşlik edebilir.

Diyabetin Belirtileri Nelerdir?

Sık idrara çıkma, aşırı susama, yorgunluk, kilo kaybı, bulanık görme, tekrarlayan enfeksiyonlar, yaralarda geç iyileşme gibi belirtiler diyabet hastalığında sıklıkla görülmektedir. En temel belirtisi ise aşırı susamadır. Bu, böbreklerin fazla glukozu idrarla atması gerektiği için meydana gelir. Bunun sonucunda, böbrekler glukozla birlikte büyük miktarda suyu da atar. Yoğun sıvı kaybı vücudu susuz bırakır ve bu nedenle aşırı susama hissi görülür.  Hücreler glukozdan mahrum kaldıkları için karaciğer tarafından üretilen keton adı verilen başka bir yakıt kaynağına yönelirler. Ketonlar asitlidir ve bunların kan dolaşımında birikmesi, ketoasidoz adı verilen tehlikeli bir duruma yol açabilir. Ayrıca, diyabet kalp ve böbrek hastalığı riskini artırır.

Dünyada ve Türkiye’de Diyabet

Uluslararası Diyabet Federasyonu verilerine göre, 2015’te 415 milyon birey, yani 11 yetişkinden 1’i diyabetlidir. 2040 yılında bu sayının 642 milyona ulaşabileceği tahmin edilmektedir. Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans Çalışması-II (TURDEP-II) sonuçlarına göre, ülkemizde diyabet görülme sıklığı %13,7, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ise Türkiye’de bu oran %13.2’dir. Dünya genelinde her 6 saniyede 1 kişi diyabet nedeniyle hayatını kaybetmektedir.

Diyabete neden olan faktörler nelerdir?

Tip 1 diyabet yaşam tarzından bağımsız olarak gelişebilirken, Tip 2 ve gestasyonel diyabet gelişme riski yaşam tarzı ile bir o kadar ilişkilidir. Yeterli ve dengeli beslenmeden uzak, hareketsiz bir yaşam tarzının Tip 2 diyabet gelişme riskini arttırdığı gösterilmiştir.

Diyabetin önüne geçmek için nasıl beslenmek gerekiyor?

  • Toplam karbonhidrat alımını azaltın. Karbonhidrat tüketildiğinde, bunlar yağ, şeker ve sodyum eklenmiş işlenmiş gıdalardan ziyade sebzeler (özellikle nişastalı olmayanlar), tam tahıllar, meyveler, baklagiller ve süt ürünleri gibi besin açısından zengin kaynaklardan gelmelidir.
  • Doymuş yağ alımını sınırlayın (çoğunlukla hayvansal ürünlerde bulunur). Hatta zeytinyağı gibi sağlığa faydası olabilen yağlar bile ölçülü tüketilmelidir.
  • Şekerle tatlandırılmış içecekleri (yüksek fruktozlu mısır şurubu veya sakaroz ile tatlandırılanlar da dahil) su ile değiştirin.
  • Günlük 5 gramın altında tuz tüketimine dikkat edin. Bu oran bir tepeleme çay kaşığına veya bir silme tatlı kaşığına denk geliyor. Bu miktar, gün içinde tüm besinlerle alınan tuzu da kapsıyor. Eğer yüksek tansiyonunuz varsa bu miktar daha da düşük olmalıdır.


Gönderen: journal



Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar
Copyright © 2024