Başarılı bir iş kadını olan Irene annesini küçük yaşta kaybetmiştir ve teyzesi Eleonora tarafından büyütülmüştür. Hayatta tek amacı kazanmak olan Eleonora yeğenini de tıpkı kendisi gibi yetiştirmiştir ve ikisi de materyalist dünyanın sembolleri gibidirler.
Irene günün birinde ailesinden kalan bir evin, annesine ait eşyalarla dolu odasında kendi iç dünyasına doğru yola çıkar. Aniden başlayan bu değişim genç kadının bütün hayatını alt üst edecek ve hayatına ait her şeyi terk ederek yoksullara yardım eden insanlarla birlikte çalışmaya başlamasına yol açacaktır.
Özpetek’in varoluş problemlerini ve insancıllığı tartıştığı Kutsal Yürek bir iç yolculukla hayata farklı bakılmasını sağlıyor. Ünlü yönetmen filmi İtalya’da vizyona girerken Kutsal Yürek’i ‘’Sosyal ama sosyolojik değil, kutsallık üzerine ama dini değil’’ diyerek tanımlamıştı.