Trevor Reznik bir fabrikada işçidir. İşi sadece tekdüze değil, aynı zamanda yıpratıcı ve çok da gürültülüdür. En ufak bir dikkatsizliğin korkunç bir kazayla cezalandırılacağı türden bir iş. Gelin görün ki Trevor hiç bir şeye konsantre olup dikkatini verecek durumda değildir zira bir yıldır hiç uyumamıştır. Trevor gecelerini, Marie isimli garson kızla buluştuğu hava limanındaki kafeyle; sokak kızı Stevie’nin apartman dairesi arasında gidip gelerek geçirmektedir.
Trevor’ın zaten tuhaf olan hayatı giderek iyice esrarengiz bir hal alır. Birisi evindeki buzdolabının üzerinde şifreli mesajlar bırakmaktadır. Üstelik şu Marie annesine çok benzemektedir. Ayrıca Stevie fabrikada işe yeni başlayan Ivan isimli işçiyi tuhaf bir şekilde yakından tanımaktadır. Trevor’ı sürekli gözetleyen Ivan’ın kendisi de pek tekin bir tipe benzememektedir doğrusu...
Yönetmen Brand Anderson, bu obsesyon, paranoya ve şüphe ekseninde dönen esrarengiz filmini çekerken Kafka ve Dostoyevski’den etkilendiğini pek gizleme gereği hissetmiyor. Başroldeki Christian Bale’in Trevor rolü için 3 ayda 28 kilo vermeyi göze aldığı, ilgiyi fazlasıyla hakeden bir yapım.
