Başkan Erbaş: Bugün insanlığın en büyük sorunu, ahlak krizidir - Eskişehir Haber

Eskişehir Kültür-Sanat

Başkan Erbaş: Bugün insanlığın en büyük sorunu, ahlak krizidir

Başkan Erbaş: Bugün insanlığın en büyük sorunu, ahlak krizidir
Yayınlama: 10 Mayıs 2021 Pazartesi
A+
A-

Aile panelinde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Bugün insanlığın en büyük sorunu, ahlak krizidir. Yani insanlığın huzurunu temin edecek olan İslami erdemlerin yitirilmesidir.” dedi.

Din Görevlileri Birliği Derneği (DİN-BİR-DER), Medrese Alimleri Vakfı (MEDAV) ve Trabzon Kur’an Kursları Dernekleri Federasyonunun birlikte çevrim içi olarak düzenlediği “21. Yüzyılda Aile Yapımıza Karşı Tehditler ve Ailenin Korunması” başlıklı panelin açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş; “Aileyi korumak ve aileye yönelik tehlikeleri bertaraf etmek için öncelikle Peygamber Efendimizi ve onun sünnetini iyi bilmek durumundayız.” dedi.

“Güzel ahlak, Peygamberlerin insanlığa bıraktığı en büyük mirastır”

Kur’an-ı Kerim’de Hz. Peygamberin bütün insanlığa en güzel örnek olarak gösterildiğini hatırlatan Başkan Erbaş; “İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli hususiyet, güzel ahlaktır. Güzel ahlak, Peygamberlerin de insanlığa bıraktığı en büyük mirastır. Güzel ahlakın zirvesi ise, peygamberimiz Hz. Muhammed (sas)’dir. Kur’an, onu bu vasfı ile bize tanıtır.” ifadelerini kullandı.

Hz. Peygamber’in sünnetinin, Kur’an’ın hayata dönüşmüş şekli olduğunu vurgulayan Başkan Erbaş; şu değerlendirmede bulundu:

“Peygamber efendimizi sevmek demek aynı zamanda onu hakkıyla anlamaya azmetmek demektir. Onun tüm insanlığın kurtuluşu için verdiği mücadeleyi iyi anlayarak sünnetini hayatımızın kılavuzu yapmaktır. Hz. Peygamber’in sünneti, Kur’an’ın hayata dönüşmüş şeklidir. Sünnet-i Nebi, Kur’an’dan sonra İslam’ın ikinci temel kaynağıdır. Dolayısıyla onu göz ardı ederek İslam’ın anlaşılması ve yaşanması mümkün değildir.

Bugün insanlığın en büyük sorunu, ahlak krizidir. Yani insanlığın huzurunu temin edecek olan İslami erdemlerin yitirilmesidir. Dünyayı, İslam’ın şefkat, merhamet, hakkaniyet, güzel ahlak ve bir arada yaşama ilkeleriyle tanıştırmak ise, son peygambere ümmet olmanın onurunu yaşayan müminlerin iman ve kulluk sorumluluğudur."

“Mü’mince bir duruşun ve Müslümanca bir hayatın inşası için en öncelikli tavır, Peygamber Efendimizin ortaya koyduğu aile değerlerini örnek almaktır”

Başkan Erbaş, “Bugün bireysel, sosyal ya da küresel boyutta yaşanan bütün sıkıntıların ya da güzelliklerin aile kurumuyla güçlü bir ilişkisinin olduğu ortadadır, apaçıktır.” diyen Başkan Erbaş sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dolayısıyla Mü’mince bir duruşun ve Müslümanca bir hayatın inşası için en öncelikli tavır, Sevgili Peygamberimizin ortaya koyduğu aile değerlerini örnek almaktır. Böylece, daha iyi bir hayat için muhtaç olduğumuz temel değerler öncelikle ailede hayat bulacak, oradan da topluma ve bütün dünyaya huzur katacaktır. Nitekim Rabbimiz, Rum Suresi, 21. ayette, bizlere aile olmayı emretmiş, rahmet ve meveddet üzerine kurulu bir ailenin huzur ve mutluluğun kaynağı olduğunu ifade buyurmuştur. Yüce dinimiz İslam; ailede adaletin, ihsanın, fedakârlığın, sorumluluk bilincinin, istişarenin, karşılıklı yardımlaşma ve anlayışın hâkim kılınmasını; eşlerin birbirine güven duymasını ve bağlılık göstermesini, sevinç, keder, yorgunluk ve sıkıntıların paylaşılmasını istemektedir.”

“Aile bizim geçmişimizi geleceğimize bağlayan bir köprüdür”

Başkan Erbaş, ailenin insanların geçmişini, geleceğine bağlayan bir köprü olduğunu belirterek, “Ailenin, nesli muhafaza etmek gibi önemli ve vazgeçilmez bir işlevi vardır. Ailenin nesli muhafaza etme bilinciyle kurulduğu toplumlar, gelişmiş ve medenî toplumlardır. Çünkü insani ve vicdani değerler ancak bu tür bir aile ortamında doğup gelişir ve bir sonraki kuşağa aktarılır. ” diye konuştu.

“Güçlü toplum, güçlü aile bağları ile kurulur. Huzurlu toplum, ancak aile huzuruyla kurulur” 

Güçlü ve huzurlu toplumun sağlam temeller üzerine oturtulmuş aile huzuruyla oluşturulabileceğini kaydeden Erbaş, “Dine, hayata, topluma ve insanın var oluşuna dair sağlıklı bir zihniyet, aileden başka hiçbir ictimai kurum veya kuruluşta doğup gelişemez. . Güçlü toplum, güçlü aile bağları ile kurulur. Huzurlu toplum, ancak aile huzuruyla başlar. Ailede ilgisizlik, boşanma, aile içi şiddet ve huzursuzluk gibi sorunları, ferdî hayatı da ictimaî hayatı da ciddi şekilde etkilemektedir. Bir yerde aile kurumu çözülmeye başladığında adli suçlar, uyuşturucu kullanımı, alkol, şiddet, sosyolojik ve psikolojik problemler artmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“Peygamber Efendimizin aile hayatı, kıyamete kadar bütün insanlar için en güzel örnektir”

Hz. Peygamberin aile hayatının kıyamete kadar bütün insanlar için en güzel örnek olduğunu hatırlata n Erbaş, “Teknoloji, zaman ve mekân, ne kadar değişirse değişsin esasında insanın aileye duyduğu ihtiyaç ve ailede huzuru temin edecek değerler aynı kıymet ve önemde varlığını devam ettirmektedir. Allah Resulü, ailesine karşı insanlığın en şefkatli ve aile değerlerine en bağlı olanıdır. Dolayısıyla bugün aileyi korumanın ve güçlendirmenin, ailede huzuru yaşamanın yolu, Peygamber efendimizin gösterdiği değerleri ailede hâkim kılmakla mümkündür.”dedi.

“Diyanet olarak aile ve gençlik hizmetlerine büyük önem veriyoruz”

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın aile ve gençlik hizmetlerine büyük önem verdiğini ifade eden Başkan Erbaş, “İl ve ilçe müftülüklerimiz bünyesinde hizmet veren 436 noktada Aile ve Dini Rehberlik Merkezi kurduk ve burada sadece aile hizmetlerinde görev yapan 3 bin 740 hocamız ailenin korunması ve güçlendirilmesi hususunda rehberlik yapmaktadır. Ülkemizin her köşesinde aile ile ilgili, eğitimler, etkinlikler, konferanslar, seminerler gibi pek çok çalışma yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Her yıl mutlaka aile ile ilgili birkaç hutbemiz olmakta ve her üç aylık vaaz planımızda aile konuları mutlaka yer almaktadır.” şeklinde konuştu.
Başkan Erbaş, Diyanet olarak birçok açıdan aileyi ele alan toplam 30 çeşit eseri vatandaşların istifadesine sunduklarını dile getirerek, “2019 yılı ocak ayından itibaren aileye özel, müstakil bir aylık Aile Dergisi çıkarıyoruz. Diyanet Televizyonumuz ve Diyanet radyolarımız aileye yönelik pek çok yayın yapıyor. 2019 yılı Mevlid-i Nebi haftasında “Peygamberimiz ve Aile” konusunu etraflıca ele aldık. Her vesileyle aile konusunu gündeme getirmekteyiz.” ifadelerini kullandı.  

- Aile ile ilgili çevrim içi programlar 5 milyon vatandaşa ulaştı

Salgın sürecinde aile ile ilgili çevrim içi yapılan çalışmaları aktaran Başkan Erbaş, “Sadece salgın döneminde dijital mecralar üzerinden şu ana kadar aile ile ilgili 48 farklı konuda tüm il ve ilçelerde sohbetler, seminerler yaptık ve şu ana kadar asgari 5 milyon insanımız bu programların tamamını takip etti. Elbette yapılanlar yeterli değildir ve hep beraber aile için çok daha fazla hizmetler yapmak zorundayız.” diye konuştu.

“Eşler ve aile fertleri aile değerlerini korumda öncelikle Allah’a karşı sorumludur”  

Aile değerlerini korumada sorumluluğun Allah’a ait olduğunun altını çizen Başkan Erbaş; “Bizim inancımızda aile Allah’ın adı üzere yapılan bir akitle kurulur. Eşler ve aile fertleri öncelikle aile değerlerini korumda Allah’a karşı sorumludur. Dolayısıyla davranışlarımızın, Peygamberimizin davranışlarına uyup uymadığını yeniden gözden geçirelim. Kendimize, ailemize, çevremize ve gençlerimize karşı sorumluluklarımızı iman ve kulluk ekseninde yeniden değerlendirelim. Hayatımızın Resulullah’ın hayatına ne kadar benzediğini, aile hayatımızın onun aile hayatı ile ne kadar örtüştüğünü gözden geçirmeye çalışalım. Gönüllerimizdeki peygamber muhabbetini, günlük hayatımıza peygamber ahlakı, kulluk sorumluluğu, ümmet ve aile bilinci olarak taşıyalım.” dedi.

“Biz, Türkiye olarak büyük bir mücadelenin içerisindeyiz”

Konuşmasının sonunda İşgalci İsrail’in Kudüs’te Mescid-i Aksa’da Müslümanlara yönelik saldırılarını hatırlatan Başkan Erbaş; sözlerini şöyle tamamladı:

“Filistin konusu yüreğimizin yarasıdır. Bütün İslam âleminin kalbidir. Kudüs, Daru’s-selâm’dır. Yani barış yurdudur. Fakat barışın yurdu, saldırgan işgalci Siyonist İsrail tarafından kavganın ve işgalin yurdu haline gelmiştir. Çocukluğundan beri Kudüs ile ilgili tüm mitinglerine katılmış biri olarak, Kudüs davası her zaman bizim inancımızın ve mefkûremizin merkezinde yer almıştır. 

‘Zulüm kalınlaştıkça kopar gelir’ diye bir söz vardır. Zulüm gittikçe kalınlaşıyor ve en kısa zamanda bu zulmün ortadan kalkacağına inancımız tamdır. Yeter ki bütün Müslümanlar olarak böyle düşünelim, birlik ve beraberlik içerisinde davranalım ki Siyonist İsrail şımarmasın. Onların şımarıklığı bizim dağınıklığımızdan, bölünmüşlüğümüzden ve parçalanmışlığımızdan kaynaklanmaktadır.

Biz, Türkiye olarak büyük bir mücadelenin içerisindeyiz. Filistin ile Kudüs ile ilgili İslam dünyasını Kudüs’ün özürlüğe kavuşması, Mescid-i Aksa’da yapılan şiddet olaylarının durması noktasında birlikte hareket edelim diye bir mücadelenin içerisindeyiz. Dolayısıyla çocukluklarından itibaren evlatlarımıza Kudüs duyarlılığını mutlaka hatırlatmamız gerekiyor.

“Kudüs, Filistin’in ebedi başkentidir”

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Umre Hizmetleri Daire Başkanlığının adını Umre ve Kudüs Ziyaretleri Daire Başkanlığı olarak değiştirdik. 

2018 yılında İstanbul’da yaptığımız Vahyin Kalbi Kudüs Zirvesinde, 50 kadar ülkeden Kudüs duyarlılığı olan temsilciler katıldı. Sonuç bildirgesinde yazdığımız maddelerden birisi şuydu; Kudüs, Filistin’in ebedi başkentidir. Bu neden bütün Müslümanlar Kudüs’te daha fazla görünmesi gerekiyor. Bunun için Kudüs ziyaretlerine, bütün dünyadaki Müslümanların katılması gerekiyor.”

Kaynak: Diyanet Haber
'

Gönderen: esgundem



Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar
Copyright © 2024