ESOGÜ Hastanesi’nde MS Hastalığı Hakkında Bilgilendirme Yapıldı - Eskişehir Haber

Eskişehir Sağlık

ESOGÜ Hastanesi’nde MS Hastalığı Hakkında Bilgilendirme Yapıldı

ESOGÜ Hastanesi’nde MS Hastalığı Hakkında Bilgilendirme Yapıldı
Yayınlama: 31 Mayıs 2022 Salı
A+
A-

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi poliklinikler girişinde 30 Mayıs Dünya Multipl Skleroz (MS) Farkındalık Günü dolayısıyla MS hastalığına dikkat çekmek için bilgilendirme standı açıldı. Düzenlenen etkinlikte Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Gülnur Tekgöl Uzuner ve ekibi tarafından hastalar ve hasta yakınlarına MS, MS’in belirtileri ve MS tanısının nasıl konulduğu hakkında bilgilendirmede bulunuldu.

Doç. Dr. Gülnur Tekgöl Uzuner MS hastalığı hakkında şu bilgileri verdi: “MS sadece bireyi değil; bireyin ailesini, sosyal çevresini, iş arkadaşlarını, işvereni ve tüm toplumu ilgilendiren sosyal bir olgudur. Bu nedenle MS’i bilmek ve MS’lileri anlamaya çalışmak ve onlara her alanda destek olmak toplumsal bir görevdir. 

MS merkezi sinir sistemini (beyin ve omurilik) etkileyen, otoimmün (bağışıklık sisteminin neden olduğu), kronik (süreğen),  demyelinizan (myelin hasarı ile giden), inflamatuvar (bağışıklık sisteminin hücreleri ile oluşan) ve nörodejeneratif (sinir hücrelerinin ilerleyen yapı ve fonksiyon kaybı) bir hastalıktır. ‘Skleroz' yara izi anlamına gelir ve MS'in neden olduğu sinirlerde oluşan hasarı ifade eder. 'Multiple' eklenir çünkü bu sinir hasarı birden fazla yerde olabilir.

Uluslararası MS derneklerinin (MSIF) hazırladığı ‘MS Atlas’ı 3. Versiyon (Atlas of MS 3rd Edition)’dan elde edilen verilere göre bugün dünyada MS’e sahip kişi sayısı yaklaşık 2.8 milyondur. Bu da her 3.000 kişiden biri’nin MS olduğu anlamına gelmektedir. Dünya üzerinde her 5 dakikada bir, herhangi bir yerde, herhangi biri MS tanısı almaktadır.  MS kadınlarda erkeklerden 3 kat daha sık görülür ve en sık genç erişkinleri etkiler. MS’lilerin pek çoğu 20-40 yaş civarında tanı alır ama daha genç ya da daha ileri yaşlarda da tanı alabilirler. Tüm dünyada 18 yaş altı MS’li kişi sayısı en az 300.000’dir.

Bağışıklık sistemimiz, vücudumuzun enfeksiyonlara karşı savaşmasına yardımcı olan doğal savunma sistemidir. MS'te bağışıklık sistemimiz bilinmeyen bir nedenle merkezi sinir sistemimize saldırır. Saldırı gerçekleştiğinde bağışıklık sistemi sinirlerimizin etrafındaki myelin adı verilen koruyucu kılıfı hedefler. Bu kılıf sinirlerimizi korumak ve mesajların sorunsuz bir şekilde iletilmesine yardımcı olmak için vardır. Miyelin hasar gördüğünde (demiyelinizasyon denir) mesajlar sinirlerimizden eskisi kadar verimli geçmez. Bu nedenle mesajlar gecikebilir veya bazen hiç iletmeyebilir. Bu hasar alanlarına ‘lezyon’ veya ‘plak’ denir ve hastaların yaşadığı semptomlara neden olurlar.

MS sıklıkla ve hastalığın ilk yıllarında daha sık olarak ‘atak’  dediğimiz hastalığın alevlenmesi ile seyreder. Atak demek o sırada bağışıklık hücreleri merkezi sinir sistemine saldırı gerçekleştirmiş anlamına gelmektedir. O sırada sizde yeni belirtilerin oluşması ya da eski belirtilerin şiddetlenmesi şeklinde bulgular ortaya çıkmaktadır. Bir ataktan sonra vücut bir dereceye kadar kendini onarabilir. Hastalığın ilk 10-15 yılında ataklarda tam ya da kısmi iyileşme görülür. Ama ataklar önlenemez ise hastalık ilerleyici faza geçebilir, böylece nöron (sinir hücresi) ölümü de dahil olmak üzere nöronların ilerleyen yapı ve fonksiyon kaybı ortaya çıkar, bu da kalıcı özürlülüğe yol açabilir.

MS'in en yaygın ilk semptomlarından bazıları yorgunluk (üstlenilen görevle orantısız olan bir tür bitkinlik), eskisinden daha fazla tökezleme (bacaklarda denge veya koordinasyon ile ilgili sorunları gösterir), ciltte olağandışı hisler (iğnelenme, karıncalanma,  ağrı veya uyuşukluk gibi), düşünme hızında yavaşlama (bir şeyleri unutmaya, zayıf konsantrasyona veya kaybolmaya neden olur), görme ile ilgili sorunlardır (bulanık görme veya görme azlığı/kaybı ile birlikte göz hareketlerinde ağrı). Yaygın MS belirtileri ise denge ve koordinasyon sorunları, baş dönmesi, titreme olarak deneyimleyebilir veya kendinizi veya vücudunuzun bir kısmını belirli pozisyonlarda tutmakta zorluk çekebilirsiniz.

Mesanenizi ve bağırsağınızı düzenleme ile ilgili sorunlar da MS'te oldukça yaygındır. Gün içinde ne zaman tuvalete gitmeniz gerektiğini veya gece idrara çıkmanız gerektiğini kontrol etmekte zorlanabilirsiniz. Mesane ve bağırsak semptomları kısmen sinir hasarına bağlı olabilir, ancak kabızlık veya idrar yolu enfeksiyonları gibi sorunlar da hareket kabiliyetinin azalmasından kaynaklanan ikincil semptomlar olabilir.

Diğer MS belirtileri arasında düşünme ve hafıza ile ilgili problemler, semptomların aşırı sıcak veya soğukla ​​daha da kötüleşmesi, ruh hali veya duygularının değişmesi, yüz ağrıları, rahatsız edici bir sıkma hissi veya Lhermitte'in işareti olarak adlandırılan boyun ve sırtta ani elektrik çarpması şeklinde ağrılar, uyku ile ilgili sorunlar, konuşma ve yutma sorunları, bulanık görme, görme keskinliğinde azalma, çift görme gibi belirtiler sayılabilir.

Herkesin MS'si farklıdır. MS üç ana tipe ayrılır: Tekrarlayan MS, İkincil ilerleyici MS ve Birincil ilerleyici MS. Bazen, özellikle ilk teşhis konduğunda hangi tipe sahip olduğunuz konusunda bazı şüpheler olabilir. Nöroloğunuz size hangi tip MS'e sahip olduğunuzu söylemiş olabilir. Bazen MS tipine karar verebilmek için en az 1-2 yıllık izlem gerekmektedir.

MS’in belirtilerinden biri ya da birkaçını yaşıyorsanız hemen bir nöroloji uzmanına başvurmanız gerekmektedir. Nöroloğunuz sizi önce dinler ve muayene eder. Sonra beyin ve omurilik MR’larınızı çektirir. Bel suyu incelemesi (lomber ponksiyon) için bel sıvınızın alınmasını isteyebilir. Bunların yanında başka tanıları ekarte edebilmek için ilave başka tetkikler de yaptırabilir. Bazen başka uzmanlık alanındaki doktorların da sizi görmesini isteyebilir. Şu anda MS’i kesin iyileştiren bir tedavi yoktur, ancak hastalığınızı kontrol altına alabilecek çok çeşitli tedaviler vardır. MS semptomlarını tedavi etmek için ilaç tedavileri ve terapiler (fizyoterapi ve mesleki terapi gibi pek çok tedavi mevcuttur. Hastalık modifiye edici ilaçlar da vardır Bunlar atakların sayısını ve şiddetini azaltmak ve zamanla sakatlık oluşumunu yavaşlatmak için çalışır. Terapiler, yoga, masaj, refleksoloji gibi tamamlayıcı tedaviler de mevcuttur.”

'

Gönderen: journal



Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar
Copyright © 2024