3.ULUSLARARASI AFET VE DİRENÇLİLİK KONGRESİ ESTÜ PAYDAŞLIĞINDA YAPILIYOR - Eskişehir Haber

Eskişehir Eğitim

3.ULUSLARARASI AFET VE DİRENÇLİLİK KONGRESİ ESTÜ PAYDAŞLIĞINDA YAPILIYOR

3.ULUSLARARASI AFET VE DİRENÇLİLİK KONGRESİ ESTÜ PAYDAŞLIĞINDA YAPILIYOR
Yayınlama: 6 Ekim 2021 Çarşamba
A+
A-

Eskişehir Teknik Üniversitesinde düzenleyicileri arasında yer aldığı 3.Uluslararası Afet ve Dirençlilik Kongresi "İklim Değişikliği ve Yerel Dirençlilik" temasıyla Ankara AFAD Kampüsü’nde başladı. Onur Kurulu’nda Rektör Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu, Düzenleme Kurulu’nda üniversitemiz öğretim elemanlarından Prof. Dr. Alper Çabuk ve Dr. Öğr. Üyesi Muammer Tün’ün yer aldığı kongre, 5-7 Ekim 2021 tarihlerinde hibrit olarak gerçekleşecek.  Kongrenin açılışına; İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Rektör Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu, Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Sukhrob Khojimatov ve AFAD Başkanı Yunus Sezer katıldı. Birleşmiş Milletler Afetlerin Azaltılması Uluslararası Stratejisi Avrupa ve Orta Asya Bölge Ofisi Başkanı Octavian Bivol, açılışa telekonferans yöntemiyle bağlandı.

Açılış töreninde konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı “Afet meselesi, Türkiye'de maalesef afet olduğunda gündeme geliyor. Aslında bir afet olduğunda nasıl hızlı koşturup mücadele edeceğimize değil, ne tür risklerimiz olduğuna, öncesinde ne yapmamız gerektiğine odaklanıp adım atmamız lazım. Aksi halde ekonomik ve sosyal olarak bu sorunu yönetebilmemiz mümkün değil” dedi. Ülke genelinde ve iller bazında 2016'da afet risk azaltma çalışmalarına başladıklarını anımsatan Çataklı, Afet Eğitim Yılı olarak belirlenen bu yıl 31 milyon vatandaşa afet farkındalık eğitimi verdiklerini ifade etti.

Kongreye ev sahipliği yapan AFAD Başkanı Yunus Sezer de ülkenin afet risklerinin azaltılması ve afetlere daha dirençli hale getirilmesi için çalıştıklarını, geçen yıl ilk kez toplanan Türkiye Afet Risklerini Azaltma Platformunun ikinci toplantısını bu yıl yapmayı planladıklarını bildirdi. Sezer, “Afetlere dirençli bir toplum ve ülke oluşturmak için AFAD olarak tüm gücümüzü ortaya koymaya çalışıyoruz. Ancak afet yönetimini tam anlamıyla gerçekleştirebilmek için tüm kurumlarımızın, üniversitelerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın, özel sektörümüzün ve vatandaşlarımızın zihinsel ve fikirsel olarak afetlere hazır olması gerekiyor” dedi.

Gezegenimizin artık insanları şekillendirdiğini vurgulayan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Sukhrob Khojimatov, iklim değişikliği ile ilgili şunları sözlerine ekledi “Bu yüzyılın ortasında Türkiye Akdeniz’de sıcaklıkların çok yüksek olduğu, taşkınların görüldüğü, kuraklığın yaşandığı bir ülke olarak ortaya çıkacak. Bu anlamda yıllar içerisinde iklim değişikliğinin Türkiye üzerindeki etkilerini görüyoruz”.

Açılışa telekonferans yöntemiyle bağlanan Birleşmiş Milletler Afetlerin Azaltılması Uluslararası Stratejisi Avrupa ve Orta Asya Bölge Ofisi Başkanı Octavian Bivol, “Birleşmiş Milletler Ofisimiz, afetlere yönelik hem ulusal, hem yerel kılavuzların, rehberlerin hazırlaması, hem de bütünleşik bir stratejinin oluşturulması ve bunları uygulanması anlamında çalışmalarını sürdürüyor. Bütün devletler bir arada çalışarak çeşitli sektörler arasında bağlantı kurmakta ve bu bağlantı hem yerel hem de bölgesel seviyede dirençliliğin ve afetlere hazırlığın gerçekleştirilmesi noktasında çok önemli” ifadelerini kullandı. 

Törende konuşan Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık da Türk Kızılay olarak afetlerde ve olağan dönemlerde korunmasızlara yardım sağlamak, toplumda yardımlaşma ve dayanışmayı geliştirmek, güvenli kan teminini gerçekleştirmek, zarar görebilirliği ve kırılganlığı azaltmak misyonuyla hareket ettiklerini söyledi. Kınık "Mukavemeti güçlü bireyler ve toplumlar, doğa ve insan kaynaklı afetlerin üstesinden daha rahat gelir. Bu bireylerin oluşturacağı topluluklar, küresel açlık ve yoksullukla savaşabilir, daha yaşanabilir bir çevre için adım atabilirler” dedi.

Açılış töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu, hızlı gelişen endüstri ve kentleşme ile birlikte hızla artan nüfus yoğunluğunun başta iklim değişikliği olmak üzere pek çok küresel sorunu da beraberinde getirdiğini vurgulayarak şunları söyledi, “Bu kapsamda karşılaşılan afetler ile baş edebilme noktasında yenilikçi yaklaşımlara ihtiyacımız da her geçen gün hızla artmakta. İçinde bulunduğumuz halen devam eden pandemi dönemi ise bize bu ihtiyacı en üst seviyede gösterdi ve göstermeye de devam ediyor. Kongrenin ana teması ve alt başlıklarına baktığımız da tüm oturumların hızla artan doğal ve teknolojik afetlere karşı dirençlilik kazanma stratejileri belirlemek üzere özenle kurgulandığını memnuniyetle görüyorum”.

Rektör Prof. Dr. Döğeroğlu sözlerine şöyle devam etti; “Birleşmiş Milletler üye ülkelerin afet risklerini azaltmak için evrensel değerlere uygun ancak ulusal ve bölgesel gereksinimleri de karşılayacak nitelikte önlemler alması gerektiğini vurgulamakta. Bu kapsamda Yokohama stratejisi, Hyogo çerçevesi, Sendai çerçevesi ve Dakka Deklarasyonu’nu dikkate almamız gereken önemli stratejileri bizlere sunmakta. Birleşmiş Milletler Afet Risk Azaltma raporuna göre son 20 yılda yaşanan afet olayı sayısı 7 bin 348 olarak gerçekten yüksek seviyede ve söz konusu afetlerde de hayatını kaybeden kişi sayısı 1 milyon 230 bin kişi olarak raporlara geçmiş durumda. Ayrıca son 20 yılda 4 milyar kişinin olaylardan etkilendiği ve yaklaşık 3 trilyon dolarlık bir ekonomik kaybın eşlik ettiğini de biliyoruz. Bu yüzden de afet yönetimi konusu ülkelerin sağlıklı ve güvenli yaşam politikalarında oldukça önemli bir hale gelmiş durumda. Özellikle risk yönetimi odaklı gelişen bu politikaların yönetişim odaklı eylemlere, faaliyetlere dönüştürülmesi sürecinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşları ve özel sektöre de önemli roller düşmekte. Bu kapsamda doğa ve insan kaynaklı tehlikelerin afete dönüşmeden risk azaltma stratejilerini geliştirebilecek ve uygulayabilecek afet yönetimi konusunda uzmanlaşmış nitelikli insan kaynağına da ihtiyaç duymaktayız”.

Mevcut problemlerin tespiti ve çözümünde çok disiplinli çalışma modellerine ihtiyaç duyulduğunu belirten Prof. Dr. Döğeroğlu, “Ulusal ve uluslararası düzeyde ilgili kuruluşlar ile sivil toplum kuruluşlarının iş birliği ve güç birliği yapması kaçınılmaz. Bu kapsamda nitelikli bilgi ve teknoloji üretme ve yetkin insan kaynağı yetiştirme görevi ise üniversitelere yani bizlere düşüyor. Bu kapsamda çok değerli çalışmalar yapılıyor, önemli bilgi ve ürünler ortaya konuluyor. Bilimsel toplantılarda çok önemli konular gündeme getiriliyor ancak bunun toplumun farkındalığını arttırmaya, ekonomik açıdan katma değer oluşturmaya, insan ve toplum refahını arttırmaya yönelik yaygın etkisini daha fazla arttırma ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı. 

Üniversitemizin standının da yer aldığı, 7 Ekim’e kadar hibrit olarak sürecek ve 28 oturumun yer aldığı kongreyle ilgili detaylı bilgiye www.idrcongress.org adresinden erişilebilir.

 

'

Gönderen: esgundem



Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar
Copyright © 2024