ÖĞ-DER Eskişehir Şubesince bu yıl 2. düzenlenen İl Eğitim Şurası’ nda eğitimciler bir araya geldi. Zoom platformu üzerinden yürütülen program. Yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Şura, şube başkanı İhsan DEMİR’ in açılış konuşması ile başladı. İhsan Demir konuşmasında; “Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz şuramız umarız hedeflerimize ulaşmada bir basamak olur. Hedefimiz çocuklarımızı çift kanat ile geleceğe uçurmak. Bir yandan çağın gereğine uygun bilgi ve becerilerle donanırken, diğer yandan sevgi, şefkat ve merhameti kuşansınlar. Çünkü bir milletin esas gücü imanlı evlatlarıdır. Şuurlu Öğretmenler olarak istiyoruz ki; eğitimimiz adı gibi milli olsun, biz istiyoruz ki; eğitimde nitelikten çok niceliğe önem verilsin. Evlatlarımız sınavlara değil, geleceğe hazırlansınlar. Çocuklarımız deizm, ateizm bataklığına düşmesin; özüne, kimliğine bağlı bireyler olarak yetişsin.” Sözlerine yer verdi.

Şuraya, Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesinden Prof. Dr. Selahattin TURAN, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinden Doç. Dr. Mustafa SEVER ve Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesinden Dr. Hilmi DEMİRAL konuşmacı olarak katıldı.

Dr. Hilmi DEMİRAL konuşmasında; Uzaktan eğitimin artıları da ve eksileri de var muhakkak. Ancak şunu da göz ardı etmemek lazım. Uzaktan eğitim daha kolay bir şekilde geniş kitlelere ulaşma imkânı sağlıyor. Örneğin şu an şu saatte bu kadar çok kişiye mesafe kavramı da olmadan ulaşabiliyoruz. Eğitim kanalları araçtır. Eğitimde niçin sorusu; İrfana araç, İrfan ilme araç, İlim rızayı İlahiye ye araçtır. Gelişen şartlara göre, okulun yeniden tanımlanması gerekiyor. “ şeklinde görüşlerini ifade etti.

Doç. Dr. Mustafa SEVER; de görüşlerine şöyle dile getirdi. “Eğitimin Öznesi Öğrenci, Nesnesi Öğretmendir. Eğitimin içeriği, öğrenen topluluk tarafından belirlenmelidir. Birileri için, birileri üzerinden değil herkesin içinde bulunduğu bir bütündür eğitim. Önceden öğretmenin bir otoritesi vardı. Ekonomik sosyal bir otoritesi vardı. Saygınlığı vardı. Evde babanın otoritesinin kaybolmasıyla beraber, okulda da öğretmenin otoritesi kayboldu. Ülkemizde anne babalar görevlerini tamamen okula ve öğretmene devretmiş. Sorumluluklarını üzerlerinden atmış durumdalar. Anne, baba ve veli aynı şey değildir. Bir kişi biyolojik olarak anne ve baba olabilir. Ama veli olmak sorumluluk gerektirir.”

Prof. Dr. Selahattin TURAN konuşmasında; “ Bizim eğitimimizde temel sorun kapasite sorunudur. Öğretmenlerimiz donanım olarak yeterlidir, ancak sistem bu eldeki birikimi ve kapasiteyi verimli kullanmasına izin vermemektedir. Türkiye dijital dönüşümü seksenli yıllarda gördü. Benimde içinde olduğum 500 kişilik bir gurubu Avrupa’ya gönderdi. Gidenlerin bir kısmı bilgisayar mühendisi idi. Mail, İnternet, bilgisayar kullanımı ile ilgili bilgi ve görgülerimizin artırılması idi amaç. Oraya gidenlerin önemli bir kısmı bir daha geri gelmediler. Ülkemizden çok beyin göçü var. Beyin göçü araştırmaları hususunda kurumlar kurulup çalışmalar yapılması gerekir. Yeni pedagoji, derin öğrenme, çocuğun kendini tanıması gibi konularda yapısal reform gerektiriyor. Türkiye’de modern okul açmazda. Ahlaki anlamda açmazda.  Batılıların ürettiği biliş tarzını kendimize uyarlamaya çalışıyoruz. Buda kurumsal kapasitemizi zayıflatıyor.” Konularına yer verdi.

Şura çalışması ÖĞ-DER Genel başkanı Hamdi SÜRÜCÜ VE Vahap KARAPINAR’ın değerlendirme konuşmaları ile sona erdi. 25 Aralık 2020 Cuma / Saat:20.30