Akar, Gündeme Dair Açıklamalarda Bulundu - Eskişehir Haber

Eskişehir Polis

Akar, Gündeme Dair Açıklamalarda Bulundu

Akar, Gündeme Dair Açıklamalarda Bulundu
Yayınlama: 12 Ağustos 2022 Cuma
A+
A-

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Anadolu Soruyor” Programına Konuk Olarak Gündeme Dair Açıklamalarda Bulundu

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Anadolu medyası tarafından gerçekleştirilen "Anadolu Soruyor" programının canlı yayınına katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakan Akar özetle şunları söyledi:

TSK’NIN ETKİN, CAYDIRICI, SAYGIN ÖZELLİKLERİNİ GELİŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ

Bildiğiniz gibi şuan da içinde bulunduğumuz dönemde dünyada önemli değişiklikler gelişmeler olmakta dönüşümler olmakta onlar işte siyasi alanda ekonomik alanda askeri alanda güvenlik konularında teknolojide çok önemli değişiklikler var.  Bizde bu 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra alınan tedbirler çerçevesinde bazı değişikler bazı gelişmeler de kaydettik. Bunların en başına gelen hususu yine sizin çok iyi bildiğiniz gibi yapılan bir teşkilat değişikliği ile Genelkurmay Başkanlığı Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığına bağlandı. Bu yeni düzenlemeyle birlikte biz çalışmalarımızı başlattık ve yoğun bir şekilde devam ettiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarıyla tamamen emir-komuta birliği içinde tek yumruk tek yürek olarak Cumhuriyet tarihimizin gerçekten en kapsamlı en yoğun faaliyetlerini icra etmekteyiz. Bunları yaparken tabi burada bu yeni düzenleme çerçevesinde çok şükür bu yeni teşkilatla herhangi bir sakatlık herhangi bir yanlışlık olmadan sağlıklı bir şekilde başarılı bir şekilde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Çok şükür. Yani burada biz bu kritik sürecin gereklerini yerine getirebilmek için hem de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin etkin, caydırıcı ve saygın özelliklerini olabildiğince geliştirmek için çeşitli çalışmalar yapmaktayız. Bunların da en başında gelen personel temini bu personel temin faaliyetlerimiz yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu çalışmalarımızın temini müteakip ’de Subay, Astsubay, Uzman Erbaş, Sözleşmeli Erlerimiz ve Sivil personelimizin en iyi şekilde eğitim almalarını ve görevlerini en iyi şekilde hazır olmaları bakımından da yoğun bir çalışma içindeyiz. Ve bu çerçeve de bazı düzenlemeler yaptık.

Bunların da birincisi Milli Savunma Bakanlığı Üniversitesi kuruldu. Bu çerçevede eğitim faaliyetlerimiz de yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Diğer birimlerle diğer bizim birliklerimiz de koordineli bir şekilde. Biz burada diğer önemli bir hususta yeni askerlik sistemi, bu biliyorsunuz askerlik sistemiyle alakalı çeşitli konular konuşmalar yapıldı, edildi. Bu da askerlik sistemi bir noktaya getirildi. Herkes tarafından ön görülebilir, anlaşılır. Ve teşkilattaki diğer teşkilat çalışmalarımızı yaptık. Lojistik yapımızda çeşitli reform niteliğinde gelişmeler gerçekleşti. Ve bunların hepsi çok şükür başarılı bir şekilde uygulamaya konuldu ve devam ediyor ve böylece Türk Silahlı Kuvvetleri olabildiğince nitelik vereceği bakımından sürekli bir gelişme kaydetti ve bunları sürdürüyoruz.

BÜTÜN BİRLİKLERİMİZ 365 GÜN TERÖRLE MÜCADELESİNİ SÜRDÜRÜYOR

Burada şimdi şuanda ordumuzun ne yaptığı, en baskın faktör nedir derseniz hareket şuanda bizim bütün unsurlarımız bütün birliklerimiz, bütün personelimiz bir şekilde son derece hareketli bir durumda ve bu görevlerimizi yerine getirebilmek için başa dönersek Türk Silahlı Kuvvetleri ne yapmak istiyor? Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görevi vazifesi nedir? 1’inci görevimiz bizim egemenlik ve bağımsızlık ülkemizin ve milletimizin egemenlik ve bağımsızlığı esasında ülkemizin ve 85 milyon vatandaşımızın savunması ve güvenliği için yurt içinde ve sınır ötesinde karada, denizde ve havada hak aratmayan faaliyetlerimizi korumaya azim ve kararlılıkla devam etmeyiz. Terörü yok etmek stratejisiyle, yerinde yok etme stratejisiyle de terörle mücadelemiz sürüyor. Terörle mücadelemizi olabildiğince taarruzi bir anlayışla her seferinde devamlı artan bir şiddet ve artan bir tempoda, ilkbahar, yaz, son bahar, kış demeden eskiden böyle bir usulümüz vardı.  İlkbahar, yaz bir periyottu bir dönemdi, bir safaydı. Son bahar, kış bir safhaydı. Yapılır tekrar birlikler araziden dönerler kendi ikmallerini yaparlar, hazırlıklarını yaparlar tekrar ilkbaharda tekrar araziye çıkarlar. Şimdi öyle bir şey yok bütün birliklerimiz yaz, kış 365 gün 7 gün 24 saat arazide bu terörle mücadele görevini artan bir şiddet, artan bir tempoda sürdürüyorlar.

Bildiğiniz gibi hatırlayacaksınız 2013, 2015 çözüm süreci bu çözüm süreci tabi teröristler alçakça haince yaptıkları saldırıları sonunda sonlandırıldı. Ve 24 Temmuz 2015 tarihinde o güne kadar belirlenmiş olan yurt içi ve sınır ötesindeki hedeflerin büyük bir hava harekâtı gerçekleşti ve ondan sonra mücadelemiz devam etti. Bu arada biz 24 Temmuz’un hemen akabinde de iki yakalar dediğimiz efendim, Yüksekova, Derecik arasındaki Şemdinli bölgesindeki alanda mücadelemizi başlattık karadan. Teröristler hain teröristler burada çok ciddi bir bizimle, Mehmetçik ile mücadeleye giriştiler ve bunların hepsi orada çok şükür Mehmetçik tarafından etkisiz hale getirildi. Bu dönemde çok enteresan olaylar oldu. Oda tabi Eylül ayında ekim ayında bu faaliyetler yapılırken yükseklerde çok ciddi kar ve soğuk vardı. Ve dolayısıyla oradaki biz arkadaşlarımız nöbetleşerek böyle vardiyalar halinde görevlendirdik. İşte bir hafta 10 gün kalanı tekrar geri alıyorduk. Orada bir teröristlerin alçakça saldırısı sonucunda orada bir arkadaşımızı şehit verdik. O şehit verdikten sonra da Allah rahmet eylesin, şehit verdikten sonra öbür arkadaşımızın da vardiyası doldu. Süresi doldu onu alacaktık tekrar geriye oradaki arkadaşımız ağlamaklı bir şekilde ben dedi buradaki arkadaşlarımın intikamını almadan beni buradan almayın, diyebildi. O soğuğa rağmen oradaki güç şartlara rağmen bütün bunlara rağmen orada kalmak için müsaade istedi adeta yalvardı. Ve dolayısıyla buradaki bizim Mehmetçiğimiz oradaki subayımız, astsubayımızın gerçekten yüksek moral ve motivasyonu yüksek ruh hali bizim bütün başarılarımızın temelinde yatan gerçek faktör.

Şimdi bu manada çalışmalar buradaki çatışmalar devam etti ve teröristler, alçaklar Mehmetçiğin karşısına dağlarda arazide duramayacaklarını gördüler ve anladılar ve bildiğiniz gibi bu il ve ilçelere masum insanları da son derece rahatsız etmek suretiyle onları taciz ve tecavüze bulunmak suretiyle il ve ilçeleri kendilerince biz operasyon alanına çevirmeye çalıştılar. Bunun üzerine çukur operasyonları başladı ve çok şükür çukur operasyonlarında büyük bir başarıyla hiçbir sivile zarar vermeden buradaki çevreyi olabildiğince korumak şartıyla ve her seferinde de oralardaki yapılan operasyonlar sonucunda arkadaşlarımızın aldığı tedbirler çerçevesinde polisimizin ve savcılarımızın olayların olay yeri tutanaklarını tutmak suretiyle oradaki olayları son derece hukuka uygun şekilde icra ettiler.

Tam bu çukur operasyonları bitti şeklinde bir rahatlama olacakken malum 15 Temmuz hain darbe girişimine muhatap olduk. Bu hain darbe girişiminden sonra tabi sıkıntılı anlar yaşandı fakat buna rağmen bahsettiğimiz ruh halinin verdiği güç ile oradan aldığımız ilham ile 24 Ağustos 2016 tarihinde çok şükür Fırat Kalkanı Harekâtı yapabildik. Fırat Kalkanı harekâtı DAEŞ’e karşı yapılan bir harekât ve orada arkadaşlarımız büyük bir başarıyla icra etti. Onun akabinde bu Fırat Kalkanı sonrasında 2018’de Zeytin Dalı, 2019’da Barış Pınarı, 2020’de de Barış Kalkanı harekâtını Mehmetçik başarılı bir şekilde çok şükür icra etti ve bu harekâtın paralel bir şekilde Irak’ın kuzeyinde de Pençe serisi harekâtlar başladı, hem havadan hem karadan bu harekatlarda buna paralel devam etti ve bunun sonucunda Mehmetçik girilemez denilen yerlere girdi, çıkılamaz denilen yerleri çıktı ve bölgede yıllarca teröristler tarafından kullanılan barınaklar, sığınaklar, depolar sözde karargahlar kontrol altına aldı ve diğer bir deyişle de başlarına yıkıldı.

MİLLETİMİZİN RUHUNDA ORDU-MİLLET GELENEĞİ VAR

Biz bu faaliyetleri yaparken tabi ki bizim elimizdeki yazılı bizim usullerimiz var adetlerimiz var yasalar var mevzuatımız var. Bu çerçevede giderken aynı zamanda yedi iklim üç kıtada faaliyet göstermiş, at koşturmuş atalarımız yüz yıllarca bütün bu bölgeye 3 kıtaya huzuru istikrarı, adaleti dağıtmış. Tabi bizim en önemli ilham kaynağımızın bu olduğunu bir kere bilelim. Burada bizim bu yaptığımız çalışmalar sırasında çok değişik örnekleri var bunların. Biraz önce bir kısmını anlattım. Yani bu değerler silsilesiyle biz faaliyetlerimizi yürüttük yürütüyoruz. Burada bizim yine Türkiye ile alakalı Türk Silahlı Kuvvetleri ile alakalı konuşulduğu zaman Ordu-Millet geleneğimizi görmemiz lazım. Bizim bu milletimizin ruhunda, içinde, hayatında, pratiğinde bir ordu-millet geleneği var. Bu ordu-millet geleneği ile biz artık milletiyle ordusu, ordusuyla milleti bütünleşmiş halde. Bunu bazı istisnalar olabilir zaman zaman böyle farklı sesler farklı çıkar ama bu gerçeği ve bunun olması gerekeni tabi hali budur. Bu millet ordumuz bunun hepimizin bilmesi lazım bunu askerinde bilmesi lazım sivilinde bilmesi lazım, tüm vatandaşlarımızın bilmesi lazım. Türk Silahlı Kuvvetleri bu milletin bağrından çıkmış bir kurumdur, bu milletin evlatlarıdır ve dolayısıyla bu manada binlerce yıllık tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi mesleki değerlerimiz var. Dolayısıyla bu bizim milletimizin değerleri bunlar. Bunlar aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetlerinin ölümüne savunduğu savunacağı değerlerdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Biz şunu diyoruz egemenlik ve bağımsızlığımızın timsali bayrağımız ve bizim ruh kökümüzün manevi değerlerimizin de ilanı olan ezan dinmeyecek inşallah. Bunun içinde Türk Silahlı Kuvvetleri yapılması gereken ne varsa yaptı, bundan sonrada yapacak. Biz tarih sahnesine çıktığımızdan beri o günlerden beri Kahraman ordumuz milletimizin milli manevi değerlerini korumak için her türlü fedakârlığı gösterdi gösterecek, bundan da kimsenin şüphesi olmasın.

En zor zamanlarda dâhi asil milletimiz ordusuyla omuz omuza vererek tem yumruk tek yürek olmak suretiyle her musibetten çok şükür alnı akıyla çıktı. Bundan sonrada çıkacaktır. Kahraman ordumuzun kahraman mensupları bu milletin gerçek evlatları bu milletin bağrından çıkan evlatları gerçekten tarihte örneği Çanakkale’de milli mücadelede nasıl ki vatan, millet, bayrak uğruna canını seve seve feda etmişse bugünde asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları milli ve manevi değerlerimiz uğruna ve ölürsem şehit kalırsam gazi anlayışıyla mücadelesiniz sürdürmektedir. Biz diyoruz ki, en büyük güvenilmek, en büyük başarıda en bu yöne layık olmaktır. Bu şekilde asil milletimizin, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sevgisi güveni ve desteği sürdükçe bizim inancımız şudur ki başaramayacağımız hiçbir görev yok, aşamayacağımız hiçbir engel yok. Sonuç olarak Türk Silahlı Kuvvetleri milletinin emrinde görevinin başında bundan kimsenin şüphesi olmasın.

BİZİM KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK

Terörle mücadele konusunda bu ayrıntıya araziye gitmeden muzalarsa bu konudaki bizim ilkelerimizi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bizim milletimizin tarihinden, maneviyatından aldığı ve kullandığı devamlı ilkelerimiz var. Bunlardan birincisi şu yani bizim tek amacımız ülkemizin, asil milletimizin, vatandaşlarımızın ve hudutlarımızın savunması ve güveliği yani bizim kimsenin toprağında gözümüz yok, kimsenin hakkı, hukukunda gözümüz yok, hiçbir şekilde bizim kimseye işgal niyetimiz yok. Biz tamamen uluslararası hukuk çerçevesinde, meşru müdafaa çerçevesinde komşularımızın da sınırına, egemenliğine, hakkına, hukukuna saygı göstermek suretiyle toprak bütünlüğüne saygı göstermek suretiyle mücadelemizi sürdürüyoruz.

Ayrıca bizim yaptığımız bu mücadelenin komşularımızın da yararına olduğunu herkesin bilmesini istiyoruz. Veya bu konuda bizim terörle mücadele konusunda biz terörle mücadele hedefimiz hiçbir şekilde bir mekânla sınırlamıyoruz. Biz diyoruz ki, sizinle biraz önce isabetle ifade ettiğiniz gibi terörist nerdeyse bizim hedefimiz orası biz geçmişte olduğu gibi herhangi bir şekilde hudutlarımızdan çıktıktan sonra teröristlerin peşini bırakmadık, bırakmayacağız. Çünkü belli bir süre sonra onlar orada nefeslenip, hazırlanıp gerekli teşkilleri yaptıktan sonra tekrar bizim başımıza bela oluyor. Orada biz dedik ki terörist nerdeyse hedefimiz orası ve 40 yıldan beri bu milletimizin başına bela olan musallat olan bu beladan milletimizi kurtarmakta kararlıyız. Biz bunların peşindeyiz. Ve Bizim tek hedefimiz de teröristler bunu herkes bilmesi lazım. Bu biraz önceki söylediğiniz gibi çeşitli şekillerde burada fitneyle fesatla bizim maksadımız yaptığımız hareketler bir şekilde kamuoyunda çok değişik yerlere çekiliyor. 

Kürtler bizim kardeşimiz bunu milyon kere söyledik söyleyeceğiz. İnandığımız şey bu Araplar bizim kardeşimiz 85 milyon biz tek milletiz dolayısıyla bu milletle bizim hiçbir şekilde hesabımız söz konusu olamaz bizim Iraklı kardeşlerimize Suriyeli kardeşlerimize hesabımız olamaz bizim tek hedefimiz teröristlerdir. Teröristler de hiçbir zaman Kürt kardeşlerimizin temsilcisi değildir. PKK eşittir YPG’dir, fakat bunlarında hiçbir şekilde Kürtleri, Kürt kardeşlerimizi temsil etmediğini herkesin bilmesi lazım. Türkler, Kürtler kardeştir diyoruz. Biz buna samimi olarak inanıyoruz. Biz, Alevi’si ile Türküyle,  Kürdü ile bir milletiz 85 milyonuz ve dolayısıyla bunu bozmak isteyenler var. Bunu bozamayacaklar, bozdurmayacağız. Bunun için mücadelemizi sürdürüyoruz. Ve bunun da 500 yıldan beri biz ekmeğimizi suyumuzu paylaştık ayrıca. Şehitliklerimize baktığınız zaman bu yüzyıllardan beri nasıl birlikte mücadele ettiğimizin de açık seçik delilli şehitliklerimizde yatıyor. Orada Türkler, Kürtler yan yana yatıyor. Bunu herkesin görmesi lazım ve biz sadece ülkemizin kendi milletimizin değil, aynı zamanda Kürtlerin, Arapların, diğer komşu ülkelerdeki Asurilerin, Hristiyanların, Ezidilerin, Keldanilerin ve diğer dini grupların da güvenliğini haklarına gerçekten çok büyük önem veriyor, özen gösteriyoruz. Bunun bilinmesi lazım.

IRAK’IN KUZEYİNDE 24 TEMMUZ 2015’TEN BU YANA 35 BİN 625 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ

Şimdi Irak’a geldiğimizde yeni konsept çerçevesinde Irak’ta taaruz anlayışla artan bir şiddet, artan bir tempoda özellikle biraz önce bahsettiğim 24 Temmuz 2015 itibariyle yoğun bir şekilde mücadelemizi sürdürüyoruz. Şuana kadar bir fikir vermesi bakımından 35 bin 625 terörist o günden bugüne etkisiz hale getirildi. Kayıtlarımız bunu söylüyor. 1 Ocak 2022’den itibaren de 2 bin 356 teröristin etkisiz hale getirildiğini görüyoruz. Mehmetçik girilemeyen bütün yerlere girdi. Çıkılamaz denilen bütün yerlere çıktı. Çıkmaya devam ediyor. Bu Nisan ayında başlattığımız Pençe-Kilit harekâtı var biz hudutlarımızda belli bir plan dâhilinde yaptığımız operasyonlarla hudutlarımızı tam olarak kontrol altına almaya çalışıyoruz. Bu manada orada bir boşluk vardı. O boşlukta bu Pençe-Kilit’te tamamlayacağız ve dolayısıyla oradaki bizim hudutlarımızdaki, zincirdeki son ana kadar inşallah tamamlanarak hudutlarımız tam olarak emniyetli haline getireceğiz. Bu yaptığımız Pençe-Kilit Harekâtı diğer harekâtlardan farklı olarak arazi çok sert bir arazi, çok vahşi bir arazi ve çok sayıda mağara var. Ve çok sayıda diğer harekât bölgelerinden operasyon bölgelerinden 5, 6 kat fazla el yapımı patlayıcı var. Dolayısıyla Mehmetçik orada büyük bir fedakârlık büyük bir kahramanlığa, kahramanlıkla, büyük bir dikkatle vazifesini yerine getirmenin gayreti içinde ve bütün mağaralara ve işte oradaki teröristlerin yuvalarını tek tek girmek suretiyle orayı temizleyerek bu faaliyeti icra ediyor. Şuana kadar büyük bir başarıyla büyük bir noktaya gelindi.

Şuana kadar 318 terörist Pençe-Kilit bölgesinde, Zap bölgesinde etkisiz hale getirildi. Bunun yanı sıra 367 mağara bunların bazıları 3 kat bazıları 5 katlı her türlü içinde tesisat var. Elektriği suyu, vesairesi yaşam malzemeleri ve yaşam alanları olan bir yerden bahsediyoruz. Çok geniş alanlar silahları, mühimmatları, vesaire onları da dağda ele geçiliyor. Ve şuana kadar da Mehmetçik 1508 el yapımı patlayıcı diğer alanlarda 3, 5 kat fazla olmak şeklinde temizliği yaptılar. Şuanda bizim arazide gördüğümüz şey gerçekten bir çöküş var. Teröristlerin açık kaynaklardan takip ediyoruz. İstihbarat raporlarından takip ediyoruz. Efendim işte çeşitli ifadelerle takip ediyoruz. Ciddi bir çöküş var ve dolayısıyla bu şekliyle elebaşlarının açıklamaları da bunu gösteriyorlar. Büyük bir çaresizlik içindeler ve bunlar alçakça, haince teröristlere utanmadan arlanmadan talimatlar veriyorlar. Ormanları yakın diye, turistlere saldırın diye, sivillere saldırın diye yani bütün işte biraz önce bahsettiğimiz Zaho’da da cevabı bunun içinde yani bizim Türk Silahlı Kuvvetleri olarak bugüne yaptığımız operasyonlarda yaptığımız planlamalarda hiçbir şekilde biz masum sivillere zarar gelmemesi için elimizden gelen gayreti gösterdik. Tarihi yapılara, kültürel yapılara, dini yapılara, çevreye zarar vermemek için her türlü tedbiri aldık. Fakat bu alçakların daha dün efendim, yaptıkları bebeklere, kundaktaki bebeklere ateş edenlerden bahsediyoruz karşımızda ve bunlar ayrıca da açıkça utanmadan arlanmadan alçakça bu emirleri veriyorlar ki şunu yapın bunu yapın diye. Biz diyoruz ki efendim,  teröristler hiçbir yerde güvende değil Mehmetçiğin nefesi teröristlerin ensesinde bunu bilsinler ve tek çare, tek yol Türk adaletine teslim olmak. Bunu burdan bir kez daha iade ediyoruz. Ve diyoruz ki teröristlere kim destek verirse versin, onların arkasında kim olursa olsun biz bu asil milleti bu terör belasından kurtarmakta kararlıyız, azimliyiz ve çok şükür bur da muktediriz.

KARŞIMIZA GEÇİP DE ‘YPG, PKK DEĞİLDİR’ DİYEMEZSİNİZ

(ABD’nin terörist için taziye yayınlaması) Biz bunu bütün Sayın Cumhurbaşkanımızdan başlayıp bütün sıralı efendim ilgili arkadaşlarımız, Bakanlarımız ve diğer yetkili muhataplarımız, asker sivil bütün muhataplarımıza bir tek kelime akıl tutulması, akıl tutulması bu. Bir müttefikin bir müttefike yapması asla düşünülemeyen bir yanlışlık ve bunun son derece yanlış olduğunu bütün ortamlarda bütün efendim, fırsatlarda dile getirdik, söyledik söylemeye devam ediyoruz. Ve gerçekten bu YPG’nin PKK olduğunu anlamamak için kör olmak lazım. Yani bu körlükten stratejik körlükten müttefiklerimizin vazgeçmesini temenni ediyoruz. Biz diyoruz ki siz herhangi bir şekilde YPG ile çalışabilirsiniz onlarla iş tutabilirsiniz bunu yanlış fakat bunun bir mantığı var. Ama siz bizim karşımıza geçipte ‘YPG/PKK değildir’ derseniz bu aklımıza hakaret bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Çünkü elimizde o kadar çok done var ki, o kadar çok delil var ki, o kadar çok bilgi var ki istihbarat raporları var, açık kaynak var, kapalı kaynak var, fotoğraflar var, videolar var, belgeler var her şey var. PKK eşittir, YPG. Bunun hiç tartışması yok ve biz bir de bunu söylüyoruz ki biz burada terörle mücadele yaparken biraz önce bahsettiğim gibi biraz hızlı geçtik sadece biz ülkemizi, sadece milletimizi korumuyoruz. Aynı zamanda bunu yaparken Avrupa’nın da sınırlarını koruyoruz. Avrupa birliğinin de sınırlarını koruyoruz. NATO’nun da sınırlarını görüyoruz ve dolayısıyla 3 üncü tarafların bu stratejik körlükten vazgeçip bu gerçekleri görmelerini bekliyoruz. Burada tabi çok bu mücadelede bizim Irak’ın kuzeyindeki mücadeleden bahsediyorum. Çok yoğun çalışmalarımız oldu. Arkadaşlarımızın çok büyük kahramanlıkları oldu, çok büyük fedakârlıkları oldu.

Efendim burada biz bir arkadaşlarımızla Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri Komutanımızla beraber gittik. Ve Karakolun adı Dağ başı Karakolu dağ başı, orada hatta evlerde hanımlar pasta börek yaptılar böyle kek vesaire oradaki nöbet tutan Mehmetçikle beraber bunları paylaştık. O sırada bizim geleceğimizi duyarak oraya gelen orada bizim karşılamak için büyük bir fedakârlık, kahramanlık yapan tabur komutanı Binbaşımız var. Binbaşımız işte giriyor çıkıyor, derken biz orada otururken ya biraz fark etmeyip aksak yürüyor biraz yani o dedi ne biçim yürüyorsun falan yavaş gidiyor falan dedi. ‘Komutanım 15 gün önce ameliyattan çıktım’ dedi. Hemen tasını tarağını topla seni ilk helikopter ile götüreceğiz dedim. Senin ne işin var burada ameliyattan yeni çıkmışsın çocuk ağlamaklı bir şekilde gerçekten göz yaşartıcı bir şekilde ‘komutanım hayır ben iyiyim ben görevimi yapıyorum. Beni sakın buradan almayın.’ Yani biraz önce bahsettiğime benzer bir şekilde bu arkadaşların mücadelesiyle Irak’taki bizim çalışmalarımız mücadelemiz devam ediyor. Orada arkadaşlarımızın bu fedakârlığı gerçekten her türlü takdirin üstünde ne yapsak haklarını ödeyemeyiz. Bunun bilincindeyiz. Bunu da sizlerle paylaşmak istiyorum.

TEL RIFAT VE MÜNBİÇ BÖLGESİNDEN TACİZLER ARTTI

Bu terör koridoru meselesi, tabi bunun olmayacağını, olamayacağını, buna asla müsaade etmeyeceğimizi başından itibaren Sayın Cumhurbaşkanımız her platformdan bizler muhataplarımıza bunu tekrar tekrar söylememize rağmen öyle bir girişim oldu. İşte ‘YPG, PKK’dan farklı bunlar başka bir oluşumdur, bunların art niyeti de yok, kötü niyeti de yok.’ Bunu kabul etmeyeceğiz biz ve dolayısıyla biz bu konuda etmedik, etmeyeceğiz ve çok şükür onları kazdıkları çukurlara, kaldıkları hendeklere gömdük ve gömeceğiz. Bunda hiç tereddüt yok bundan kimsenin şüphesi olmasın ve bu biliyorsunuz ilerleyen zamanlarda, gelişen zamanlarda 2019’da Ekim ayında hem Amerika’yla hem Rusya’yla mutabakat muhtıraları imzaladık. Buradan teröristlerin çıkarılması konusunda biz bütün bize düşen sorumlulukları samimi bir şekilde yerine getirdik, getirememeye çalışıyoruz. Ve fakat maalesef şuana kadar hem Amerika’nın hem de Rusya’nın yapması gereken işler var ve bununda her fırsatta muhataplarımıza konuştuğumuzda görüştüğümüzde bu mutabakat muhtırasındaki sözlerini yerine getirmelerini, teröristleri bölgeden boşaltmalarını kendilerine açık açık söyledik söylüyoruz. Ve bu gerçekten bunu mutabakata uymalarını bekliyoruz. Özellikle son zamanlarda Tel Rıfat’ta ve Münbiç bölgesinde tacizler, tecavüzler arttı. Orası adeta bir terör yuvasına, terör yatağına döndü. Ve biz diyoruz ki bu taviz ve saldırı girişimleri olduğu takdirde efendim, bunlara tereddütsüz arkadaşlar misliyle karşılık verdik, vereceğiz. Bunda hiçbir tehdit yok, hiçbir sınırlama yok. Ve diyoruz ki bu tehditler ve tacizler devam ettiği sürece bunlarla alakalı yapmamız gereken ne varsa oradaki birlik komutanı arkadaşlarımız bunların gereğini yaptı, yapıyor.

Rejimin orada bir takım hareketleri var. Rejim bayrakları görülüyor çeşitli yerlerde, işte bunu da biz muhatabımız olan Ruslarla, Amerikalılarla konuştuk, görüşüyoruz. Bizim rejimle direk bir temasımız var fakat tabi ilgili birimlerimiz, istihbarat birimlerimizin çeşitli çalışmaları olabilir biz bu noktada olayları yakından takip ediyoruz. Bölgede hiçbir teröriste yer yok yer olmayacak, bunu diyoruz bunu kafalarına soksunlar ve onların yaptıkları ve yapacaklarına karşı hiçbir şekilde kayıtsız ve hareketsiz kalmayacağımızı kalamayacağımızı bunun gereğinin neyse yeri ve zamanı geldiğinde yapacağımızı ve bu konuda her türlü müdahaleyi yapmaya da kararlı ve muktedir olduğumuzu herkesin bilmesini istiyoruz. Bu mücadelemiz devam etti devam edecek. Nerede kimler tarafından bunların desteklenmesine biz bakmıyoruz. Arkası önüne bakmıyoruz, biz kendi hudutlarımızın ve asil milletimizin vatandaşlarımızın güvenliği için çalışmamızı, mücadelemizi sürdürüyoruz bundan sonrada sürdüreceğiz.

Bildiğiniz gibi diğer bir konu da yine burada geçen hafta bir takım bazı medya guruplarında bazı medya kesimlerinde bir anlaşılmaz bir şekilde tartışma konusu oldu. Bizim Türkiye olarak Suriye’de ve Türkiye’de toplam takriben 9 milyon civarında Suriyeli kardeşimize biz destek veriyoruz onların hayatını kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Bunun sebebi de gayet açık. Biz şimdi bu bölgeyi kontrol ettikten sonra 1 milyon Suriyeli kardeşimiz evlerine topraklarına gönüllü güvenli ve onurlu bir şekilde döndüler, biz bunu teşvik ediyoruz. Yani buradaki Suriye’nin kuzeyindeki Suriyeli kardeşlerimiz kalmaya devam etsinler herhangi bir şekilde Türkiye’ye gitmeyi düşünmesinler herhangi bir göç olmasın birincisi. İkincisi de, Türkiye’de yaşayan Suriyeli kardeşlerimizin de buranın cazibesi nedeniyle buranın güvenli ve kontrollü bir ülke haline gelmesinden sonra evlerine ve yurtlarına topraklarına rahatlıkla dönebilsinler. Hayat normalleşsin. Bu insani trajedi son bulsun. Buradaki sıkıntı ortadan kalksın çalışmamız bu. Bunun neresi yanlış ben halen anlayabilmiş değilim. Dolayısıyla bu normalleşme faaliyetlerimiz devam ediyor, ilgili bakanlıklar, kurumlarımız, ilgili birimlerimizin koordineli bir şekilde elimizden geldiğince çalışmalarımızı aynı zamanda Birleşmiş Milletlerine de koordineli bir şekilde sürdürdük sürdürmeye de devam edeceğiz. Bizim burada tabi ki nihai amacımız ülke olarak millet olarak Türkiye olarak yani biran önce bu Anayasa hazırlama heyetlerini bir araya gelmesi Anayasanın yapılması, bu Anayasa yapıldıktan sonra bir secim yapılması. Seçim yapıldıktan sonra meşru hükümetin kurulması, burada Suriye’de istikrarın oluşması ve bu istikrarın oluştuktan sonra sınır güvenliğimizin sağlamak, bizim işimiz bu buna çalışıyoruz biz ve bu gayretlerimizi sürdürüyoruz. Şu noktada bu şekliyle faaliyetlerimizi sürdü inşallah bu istikamette olayların gerçekleşmesini bekliyoruz.

Şunların kamuoyu tarafından da çok iyi bilinmesi lazım, biz gerçekten terörü kaynağında yok etme stratejisiyle çalışıyoruz. Yani bu inşallah Allah bize bunu nasip edecek çalışmamız, gayretimiz bu amacımız bu başka hiç bir niyetimiz yok. Bu terörü kaynağında yok etmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken de çok şükür yerli ve milli silah araç, gereçlerimizi kullanıyoruz. Allah ize bunu da nasip etti, bahşetti. Kendi mühimmatımızı kullanıyoruz ve diğer kurumlarla da son derece yakın koordineli bir şekilde iş birliği halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve diğer bir önemli hususta biraz önce bahsettik te bir kez daha tekrarlıyım. Türk Silahlı Kuvvetleri 15 Temmuz hain darbe girişimi yapan hainlerden temizlendikçe kesinlikle zayıflamadı, bilakis gücü arttı. Gerçek evlatlar gerçek vatan evlatları bu milletin bağrından çıkanlar silahlı kuvvetlerde kendine düşen görevleri büyük bir kahramanlıkla büyük bir fedakarlıkla yüksek bir motivasyonda yaptılar, yapıyorlar. O kadar ki bu operasyonlar sırasında bir orada teröristlerin saldırısından sonra 7-8 uzman çavuşumuz oradaki askerimiz yaralandı ve bunları hemen aldık hastaneye götürdük, Hatay Devlet Hastanesine götürdük. Orada gerekli ihtimamı gösterdiler gerekli tedaviyi yaptılar, tedavileri bitti ve oradaki doktorlar tamamen doğal bir akış içinde hayatın doğal akışı içinde dediler ki sizler dediler 15 gün 20 gün 30 gün istirahat edeceksiniz ve inanılmaz bir şekilde 7’si birden 8’i birden ‘hayır’ dediler. Arkadaşlarımız cephede savaşırken mücadele ederken biz istirahat edemeyiz kendimizi iyi hissediyoruz herhangi bir sorunumuz yok ve hepsi cepheye döndü, operasyon bölgesine gittiler. Yani böyle bir ordudan bahsediyoruz bununda kayıt altına alınması lazım.

FETÖ İLE MÜCADELEDE ÇOK CİDDİ YOL ALINDI

 FETÖ ile mücadele 15 Temmuz’da başladı, hain darbe girişimine karşı bu vatanın gerçek evlatları olarak bizler bütün her şeyi göze almak suretiyle gerekli karşı duruşumuz sergiledik ve onun akabinde de bu mücadele başladı. Mücadele yoğun bir şekilde devam ediyor. İlk günkü yani 16 Temmuz’da neredeysek 17 Temmuz’da ner

Gönderen: journal



Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar
Copyright © 2024