Sağdaki 'ŞEY' sosyal medyada bir 'ŞEY'ler yazarak paylaşan diğer ŞEY'in eline nasıl ulaştı? onu soracağız...
Bildiğimiz ve dahi takip ettiğimiz kadarıyla Mihalıççık Belediyesinin resmi bir facebook sayfası varken, üstelik aktif kullanılıyorken oradan neden paylaşılmadı? başka 'ŞEY'den paylaşıldı? onu soracağız... SORACAĞIZ 8) Mihalıççık Belediye yetkilileri bu 'ŞEY'den haberimiz yok bizim projemiz değildir derse ne yapacağız? / onu soracağız... Öyle denirse diyorum çünkü; öyle olsa, bu proje yani 3D çizimi 'ŞEY' tarafından paylaşılan ve yeni Kadir Çeşmesi diye sunumu yapılan 'ŞEY'in Mihalıççık Belediye resmi sayfalarında da paylaşılması gerekmez mi? diye soracağız... SORACAĞIZ 9) Eğerki üstte harfine dokunmadan aktardığımız açıklama Haydar Çorum Bey’e aitse şunları da soracağız 1) Kadir çeşmesinin görüntüsü kötüydü evet, lakin Kadir çeşmesi idi, özüne, aslına uygun tadilat yapılabilirdi... 2) İstiaşare ve çalışmalar kiminle yapıldı? meclis üyeleri ile mi? meclis kararı var mı? onu sooracağız... 3) Kadir Çeşmesi veyahut benzeri bir yapının yıkılması için 'doğal tarihi bir doku ve mimari tescilli bir yapıda olmadığı' tespiti yeterli midir? onu soracağız... (Malıçta 1 adet tarihi yapı var o halde her şey yıkılabilir öyle mi?) 4) (... günümüz şartlarına ve ilçemiz yakışan bir mimariyle' ifadesinden Kadir Çeşmesinin Malıca uygun değildi ifadesi mi anlaşılmalı? buna kim nasıl karar veriyor? onu soracağız... 5) Ve sondan bir önce ki sorumuzda da 'Böylelikle ilçemizdeki bir çeşme görünümüyle, yaşanan hatıraların yeniden canlanacağı, görsel olarakta ilçemizin gururunu hep birlikte yaşayacağız' ifadesinde bunun nasıl olacağını soracağız...
Belki de son yılların en 'ŞEY' yazılarından birisi olmaya namzet olacak bu 'ŞEY'ler yüzünden lakin olsun /kadir Çeşmesine değer… Kadir Çeşmesi'nde anıları olanların hakkını savunmak kolay 'ŞEY' değil... Bi SÜRÜ 'ŞEY'de 'iyi ki yıkıldı yorumunu yaptı zaten! Ve yine sanırım Kadir Çeşmesinin yıkılmasını hizmet görenlerin Kadir Çeşmesinde hiç anıları yoktu... O 'ŞEY'ler çocuklarına, torunlarına Kadir çeşmesine biz sahip çıkamadık, biz sahip çıksaydık tarihi olurdu derler artık... ŞEY' neyse! Aslında bu 'ŞEY' olurken Malıçta çok 'ŞEY' oldu ama olsundu... Zülfiyare dokunan kişi olarak da 'ŞEY' edebilirsiniz sorun yok... Biz alıştık SİZ ÇOKSUNUZ BİZ HAKLIYIZ DEMEYE... Allah cc var gam yok... Ve belkide Kadir Çeşmesi hiç yıkılmadı biz boşuna 'ŞEY' yapıyoruz... ...ve şimdiden beyan ediyorum; Kadir Çeşmesi'nin ve diğer proje(!)nin kısaca bu fotoğrafların üstünü dolduracağım /devam edeceğim... Ve dolduruken de Zülfüyâre Dokunacağım çaresi yok! PEK YAKINDA... Hee unutmadan ZÜLFİYARE DOKUNMAK: ... bir makamı, daireyi yönetenlere dokundurucu, iğneli yazı ve sözle sataşanlara zülfüyâre dokunuyor, derlermiş /unutulmaya yüz tutsada Zülfiyare Dokunanlar UNUTMAZ... Bir de bunun hikâyesini âşıkla maşuğun ağzından yazıverelim... Âşığın sevdiği kız alıngan, her sözden bir anlam çıkaran bir afetmiş. Yüzünün her iki yanındaki zülüfler, âşığın hem hoşuna gider hem de onları bukleli ipeklere benzettirmiş. Bu benzetmelerden gücenen afet, “Demek benim zülüflerim ipek teller gibi cansız ve ruhsuz mu geldi sana?” diye âşığa sitem edermiş. Genç âşık bir gün sevgilisiyle güllerin açtığı, bülbüllerin öttüğü bir bahçede gezerken hırçın bir rüzgâr esmiş. Bu rüzgâr sevgilisinin saçlarını dağıttığı için kızmış. Sevgilisi bundan da bir anlam çıkarmış: “Anlıyorum, sen rüzgârı bahane ederek, benim ihmalimi yüzüme vurmak istiyor, saç ve zülüflerimi taramadığımı ima ediyorsun.” demiş. Âşık sevgilisinin bu sitemlerinden usanınca ağzına bir daha onun adını almamış. Âşık, cevr ü cefaya ne kadar katlanır… BİTMEZ....
Peki Şimdi Tepebaşı Bölgesindeki Tüm Tarlalarda PREFABRİKLER Yükselirse!
14 Ocak 2021 Perşembe